Atatürk Türkiye Cumhuriyeti'ni gençliğe emanet etti. Ama Atatürk döneminin gençleri emaneti hâlâ devretmiyor..
Cumhurbaşkanımız 75, Başbakanımız 74 yaşında.
Ecevit bugün bir azınlık hükümetinin başbakanlığından, çoğunluğa sahip bir hükümetin başbakanlığına terfi edecek.
Ve bugün 74'ü bitirip 75'e girecek.
Harika bir armağan. Kutlu olsun.
Dileğimiz, bu kişisel kıvancın, topluma da mutluluk verecek başarılara vesile olmasıdır.
Biz, yaşlanmış insan malzemesinin, en iyi seçimleri yapsak bile Türkiye'yi ancak batmaktan kurtaracağını, ama muhtaç olduğumuz büyük dönüşümlere ve sıçramalara asla götürmeyeceğini düşünüyoruz.
Ufuk ve cesaret ancak gençlerde olur.
Fakat demokrasinin kanalları tıkalı ve bunu yaşlılar açmaya razı değil.
Gençlerin yaratıcı enerjisini ve dünya ile yarışacak yeteneklerini ancak çocuğu olanlar, üniversitedeki hocalar ve çok adam çalıştıran patronlar görebiliyor.
Cumhurbaşkanımız ile Başbakanımızın böyle bir şansı olmadı. Yeni hükümetin ikinci büyük ortağı MHP'nin lideri de aynı şanssızlıkla malül..
Demirel "Başka çaresi yoktur" diye "devlet reformu" öneriyor, ama bundan "Baba 7 yıl daha Çankaya'da otursun" çaresizliği çıkıyor.
Kamu görevlerinde 65, mecburi emeklilik yaşıdır.. 65 yaşına gelmiş vatandaşa hocalık, memurluk, askerlik yaptırmayan sistem, devleti 75 yaşına gelenlere teslim etmekte beis görmüyor.
Toplumlar, lâyık oldukları yöneticileri bulurlar.. Türk halkı, Çiller ve Mesut Yılmaz gibi kötü örnekleri genel kural sayıp, gençlik kaynağına sırtını dönmeye devam ettiği sürece gerilemeye, gitgide artan sorunlar altında ezilmeye devam edecektir.
Demirel dün işadamlarına, geçen yılın sonunda bir "bunalım kâbusu" yaşandığını fakat korkulanın olmadığını söyledi.
Demek ki ekonomide yaşanan felâket büyüklerimizi korkutmuyor.
Çünkü bugün bizi yöneten "Atatürk döneminin gençleri" kriz denince İkinci Dünya Harbi yıllarını biliyor. Çok çok 1980 öncesinin kıtlıklarını ve yokluklarını ölçü alıyor.
Anayasa Mahkemesi, milletvekillerinin "kıyak emeklilik" yasasını iptal etti.
Yeni parlamenterler, temsil ettikleri halkın yetinmek zorunda oldukları haklara kendileri de razı olacak mı, yoksa yargıda olduğu gibi emeklilik konusunda da imtiyazlı yaşamanın ayrıcalığına asılmaya devam edecek mi?
Liderler gruplarına mani olmalı ve "kıyak emeklilik" aç gözlülüğü, meclise yeniden gelmek için bir boşluk bulmamalı.
Aç gözlülük meclisi çok zedelemiştir.
Yüksek mahkemenin kararına razı olmak, meclis için yenilgi değil onur olacaktır.