kapat

29.04.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
A. SAVAŞ AKAT(aakat@sabah.com.tr )


Kamu harcamaları artıyor

Seçimin kesin sonuçları yayınlandı. Artık Meclis'in açılmasını ve yeni hükümetin kurulmasını bekleyeceğiz. İlk intibalar DSP ve MHP'nin büyük bir ihtimalle ANAP'la birlikte koalisyona gideceği yönünde. Şimdilik o konuda spekülasyon yapmak istemiyoruz.

Geçtiğimiz günlerde bütçenin ilk üç aylık sonuçları yayınlandı. Okuyucularımız bütçeyi mümkün olduğu kadar yakından izlemeye çalıştığımızı biliyorlar.

Devletin gelir ve giderlerinin seyri makro ekonominin en önemli unsurlarından biri. Etkilerine maliye politikası deniyor. Büyüme, faiz, döviz kuru, enflasyon, vs. tüm göstergelerin belirlenmesinde büyük önemi var.

1998 yılında Yılmaz hükümeti maliye politikasını kıstı. Yani, kamu harcamalarını gelirlere kıyasla daha yavaş arttırdı. Böylece bütçede faiz ödemeleri öncesinde ciddi bir fazla oluştu.

Maliye politikasının kısılması, bir yandan olumsuz bir etki yaptı. Ekonominin yavaşlamasına neden oldu. Ama yararlı etkileri de vardı. Örneğin, Rusya krizi sonrasında Türkiye'nin bir devalüasyon tehlikesi yaşamasını engelledi. İki faktör beraberce enflasyonda küçümsenmeyecek bir düşüşü mümkün kıldı.

1999'da maliye politikası ne olacak?

Konjonktür ve bütçe
1999'un ilk çeyreği için maalesef bütçenin gidişatı pek parlak değil. Baştan bir sorun zaten var. Araya seçimler girdiği için, aslında doğru dürüst bir bütçe mevcut değildi. Fakat, gerçekleşme çok kötü duruyor.

Sizi sayılara boğmak istemiyorum. Konjonktürel nedenlerle 1999'da bütçe açığının artmasını bekliyorduk. Ekonomi resesyona girince, devletin vergi gelirleri mutlaka düşer.

Gelişmiş ülkelerde kamu harcamaları da artar. Çünkü işsizlik oranı yükselir. İşsizlik sigortasının ödemeleri otomatik olarak devreye girer. Yani resesyonla birlikte bütün dünyada bütçe açığı yükselir.

O nedenle ekonomi yavaşlayınca bütçe açığındaki değişme önemini kaybeder. Bir uç örnek olarak Japonya'yı verebiliriz. 1995'e kadar bütçe disiplini çok sağlamdı. Ama krizle birlikte bütçe açığı milli gelirin yüzde 7'sine ulaştı.

Demek ki, büyüme hızı sıfır civarına gerileyince vergi hasılatı azalacak. Özellikle KDV ve diğer dolaylı vergilerde reel olarak büyük düşüşler oluşacak. Bunu normal karşılamak gerekiyor.

Normal olmayan ne? Sayılara bakınca, kamu harcamalarında bizi korkutan eğilimler saptıyoruz.

Sayılar kötü
TL cinsinden sayıları karşılaştırmak abes oluyor. Enflasyon hesap yapmayı imkansız hale getiriyor. Biz de dolar bazında bakıyoruz.

Üç aylık maaş ödemesi 7.7 milyar dolardan 9.4 milyar dolara çıkmış. Yüzde 22 reel artışa tekabül ediyor. Diğer cari ve yatırım kalemleri küçük fakat artış oranı gene yüksek.

Sosyal güvenlikle kurumları ile ilgili harcamanın da yer aldığı diğer transferler kalemi ise yüzde 56 artmış. 5.1 milyar dolardan 8 milyar dolara yükselmiş. Hepsini toplayınca, 1999'un ilk çeyreğinde faiz dışı reel harcamalarda 5 milyar dolarlık bir artış ortaya çıkıyor.

Aynı tempo yılın geri kalanında devam ederse, 20 milyar dolar yada milli gelirin yüzde 10'u eder. Aynı anda vergi gelirleri ise geriliyor. Vahim bir durumla karşı karşıya olduğumuz bence çok açık.

Özetlersek: ilk üç ayda faiz dışı kamu harcamalarında görülen patlama korkutucu düzeydedir. Ekonominin bütün dengelerini altüst etmeye adaydır.

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır