MHP'nin oyu yüzde 18

Milliyetçi Hareket Partisi beklenmedik bir oy alarak seçimlerden başarılı çıktı. Bunu kimse inkar edemez.

Ancak, MHP'nin bu başarısını baz alarak olağanüstü bir durum yaratmanın da gereği yok gibi geliyor bana.

Sonuçta MHP yüzde 18'lik bir oy almıştır. Yüzde 18 Türkiye'de "iktidar olmanın kilit oranı" değildir. Daha da önemlisi yüzde 18'lik bir oran "yer gök MHP'li" gibi bir sonuç da çıkarmaz.

Ayrıca bir ara çok sık kullandığımız bir söylemle, bu sonuçtan "Halkın yüzde 82'sinin MHP'ye karşı olduğunu" da çıkarabiliriz.

Bunu şu nedenle yazıyorum, MHP'nin başarısını asla küçümsemek istemiyorum, ancak, son birkaç gündeki yorumları izlerken insan sanki MHP Türkiye'de büyük çoğunluğu kazanmış gibi hissediyor. Yani sanki seçimler bitti, herkes MHP'li oldu. Bu böyle değil.

MHP'ye olduğundan daha fazla önem atfetmek hem kamuoyunun oluşması adına sakıncalı, hem de bizzat MHP için zararlı. MHP liderinin aksi söylemlerine rağmen, kamuoyundaki "eskiyi hatırlama" duygusu, abartılan MHP başarısını kısa sürede "derin bir korkuya" dönüştürebilir.

Nasıl Fazilet Partisi 95 seçimlerinden birinci çıktığında kamuoyunun bir bölümü "eyvah şeriat geldi" korkusuna kapıldıysa, şimdi de "eyvah bunlar kendilerine karşı olanlara saldırır" endişesi yayılabilir. Bunun da toplum sağlığı açısından ne kadar zararlı sonuçlar vereceğini tahmin etmek güç değil.

Aynı abartma MHP'ye de zarar verir. MHP'lilerin kendilerini, olduklarından daha güçlü hissetmeleri "biz olmazsak kimse iktidar olamaz" yanılgısını yaratır. Oysa bu başarının iktidarla taçlandırılması tabii ki esastır ama, MHP'nin hükümette yer almaması da dünyanın sonu değildir. Aksi duygular istikrarı önemli ölçüde zedeler.

Bu nedenle MHP'nin başarısını iyi değerlendirmeli, abartmamalı ve istikrarın oluşmasına yardımcı olmalıyız.

Mankenler manken mi?
Herkes oturmuş "hükümet nasıl kurulmalı, ikili mi olsun, üçlü mü olsun, yoksa bir daha mı azınlığı deneyelim?" diye tartışıyorlar. Oysa milletin derdi başka. Onlar "Acaba bu mankenler manken mi yoksa başka bir şey mi?" onu merak ediyor.

Onca siyasi çalkantı içinde "manken tartışması" televizyonlarda gümbür gümbür sürüyor. Alımlı kadınlar birbirine saldırıyor.

Allahım sen bizleri koru.

Vergi mükellefinin bedduası tuttu galiba

Vergi konusunda çok önemli çalışmaları olan bir bürokrat okuyucu, seçim sonuçlarını değerlendirirken ilginç bir noktaya parmak basmış. Bakın ne diyor?

Vergi Reformu olarak sunulan;

*Taksiciye yoğun trafikte, düzenlenmesi 8 dakika süren fatura kesme mecburiyetini getiren,

*Eylül'de beyan edilen gayrimenkulun değerini 3 ay sonra yani 1 Ocak'ta (gayrimenkul piyasasında yaprak kımıldamayıp, fiyatlar düşerken) reform (!) Yasası'yla yüzde 77.8 oranında artıran,

*Şaire sanatçıya, bilim adamına defter tutma mecburiyeti getiren,

*Vergi kaçırana hapis cezasını kaldıran,

*Mali milatla ekonomiyi kilitleyen,

*Vergi yasalarının çıkartılmasında aktif rol oynayan ve Yasa'ya kefil olduklarını söyleyen 3 kişinin durumunu merak ettiniz mi?

t Maliye Bakanı Zekeriya TEMİZEL, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı oldu SEÇİLEMEDİ.

*Gelirler Genel Müdürü Nevzat SAYGILIOĞLU Liste başı olarak ANAP Erzurum Milletvekili adayı oldu. SEÇİLEMEDİ.

* Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Biltekin ÖZDEMİR, Samsun milletvekili adayı oldu. SEÇİLEMEDİ.

Ne dersiniz, Yoksa vergi mükelleflerinin bedduası mı tuttu?

Tatsız bir bilgi
MHP'nin seçim başarısı her yerde takdirle konuşulurken, eksiyi hatırlayan ve "yine de dikkat etmek gerekir" diyen de var.

Seçim gününden beri, özünde MHP görüşlerine çok ters oldukları bilinen nice gazeteci ve yazar adeta "MHP övgüsü yapma" yarışına girdi. Buna karşın MHP ile ilgili kuşkularını dile getiren yazarlar da var.

Ancak, ne yazık ki, bu kuşkularını dile getiren yazarlardan biri, MHP'nin çok önemli bir ismi tarafından "kibarca" uyarılmış. "Böyle yazılar yazması halinde, MHP'lileri tutmakta müşkilat çekileceği" hatırlatılmış.

Bu çok tatsız bir gelişme. Bu ülkede MHP'ye gönül veren, MHP'nin iktidarda olmasına rıza gösterenler olacağı gibi, bu partiyi eleştirenler de olacaktır. Bu eleştirileri "Kendinize dikkat edin" diyerek kırmaya çalışmak, en başta MHP'ye zarar verecektir.

MHP'li yöneticinin, şimdilik kötü niyetten kaynaklanmadığına inanmak istediğimiz "uyarısı" nedeniyle özür dilemesi gerek.