Hazine, ilk dört ayda 21 milyar doları aşan iç borç ödemesi nedeniyle zorlu geçeceği belirtilen dönemin sonuna geldi. Bu dönemde yüzde 140'lardan yüzde 90'a inen faiz, yönünü belirlemek için yeni hükümetin kurulmasını bekliyor.
Yoğun ödemeler Mayıs ve Haziran'da da sürecek. Ancak programına göre itfasından yaklaşık 700 trilyon daha az borçlanma açıklayan Hazine'nin zorlanması beklenmiyor. Ayrıca piyasa, beklentilerine uygun hükümetin kurulması halinde daha düşük faizden de Hazine'ye borç verme niyetinde.
Artık gelenekselleşen "Eylül sendromunun" bu yıl yaşanmayacağı tahminini yapmak da çok yanlış olmaz. Vadeyi 2000'e taşıyan Hazine'nin yılın son aylarında geri ödemesi az. Borçlanma stratejisinde kısa vadeye az pay ayıran Hazine'nin bu dönemi fazla "dolduracağı" da düşünülmüyor.
*Bunlardan ilki 1997'de denenen "geri alım ihalesi". Düşen enflasyona karşılık, yüksek faizle uzun vadeli borçlanarak, roll-over riskini ortadan kaldıran Hazine, uygun şartlar oluştuğu takirde daha önce ihraç ettiği tahvilleri belli bir iskonto ile geri almayı düşünüyor.
* Vadesinden bir süre önce, valörlü ihale açma planı da konuşuluyor. Bu, piyasanın önünü görebilmesi açısından önemli.
*Son aylarda gözlenen "bir tarihe birkaç ihale açma" planının 2000 yılı ihaleleri için uygulanacağı söyleniyor.
Aslında geçmişe bir bakıldığında yüklü itfa dönemlerinde Hazine'nin daha kolay borçlandığı, "Sorun çıkmaz" denilen aylarda ise faizin yükseldiğini de hatırlatmak gerekli.
*Türkiye'ye karşı güvenin oluşup yurtdışı kaynak akışının başlaması halinde iç borcun dış borçla ikame edilmesi de gündemde. Hükümetin kurulmasının ardından Hazine'nin road-show'a çıkıp, euro ve dolar cinsinden yüklü miktarda dış borç arayışına gideceği yönünde söylentiler var.
*Son olarak gündemde iç borçlanma eğrisinin 3 yıla kadar uzatılması planı da var. 57'inci hükümetle birlikte Hazine'nin 2002 vadeli tahvil satışına çıkacağı da düşünülüyor.
NADİN TAŞCIOĞLU