AB'den dışlanma, İtalya'daki APO rezaleti, Kürt meselesinde dış baskılar... Bütün bunlar, küreselleşme sürecinin Türkiye'deki olumsuz yansımaları olarak milliyetçi yükselişe sebep oldu.
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin küreselleşme gerçeğine bakışını dünkü yazımda özetlemiştim (Bk. Türkiye Günlüğü, sayı.50). Bugünse MHP liderinin birey, kimlik ve yerel kültürlerin korunması konularındaki görüşleriyle devam ediyorum.
Devlet Bahçeli MHP'nin diğer sol ve sağ partilerden ayrıldığı noktayı koyarken, ne tek başına bireyciliği ne de sınıfçılığı esas aldıklarını söylüyor. Bahçeli'ye göre MHP; ekonomik ve sosyal politikaların, birey, toplum ve aile arasındaki dengeyi gözeten bir üçlü sacayağı üzerine kurulması gerekiyor.
Küreselleşme akımı, yerel kültürlerin korunmasını istiyor. Devlet Bahçeli ise kimlikler meselesinin sadece etnik bazda ele alınıp tartışıldığını, buna karşılık alt kültürlerin ve kimliklerin sahasının, hemşehrilik, bölgecilik ya da cemaat içi dayanışmalar çerçevesinde de ele alınıp genişletilebileceğine değiniyor. Siyasi partilerin örgütlenmesinde çeşitli alt kültürlerin, mezheplerin ve etnik toplulukların ağırlık koyup siyasetin buna göre yapılması ise Bahçeli'ye göre demokrasinin sonunu getirir.
Buna karşılık, MHP liderinin şu cümlesinin altını çizdim: Türkiye'de diğer bütün milli devletlerde olduğu gibi çeşitli alt grupların ve kültürlerin varlığı bir gerçektir.
"Ancak" diye devam ediyor Devlet Bahçeli, "bu gerçeklik milli kültür ve birliğin yokluğunun bir delili olarak yorumlanamaz. Problem, daha çok özel alan ile kamusal alanın iyi tefrik edilmemesinde düğümlenmektedir. Belirli bir alt kültür ya da etnik topluluk mensubunu, siyasi sistem ve işleyişi bazında öncelikle bir yurttaş, daha sonra da üst kimliğin/milli kültürün bir mensubu olarak algılamak önem taşımaktadır... Devlet de alt kültürlerin varlığına saygı duyan, mensuplarının mahalli kültürlerini yaşama arzusuna engel olmayan bir pozisyona sahip olmak zorundadır."
Bunları söyledikten sonra, meseleye "kimlikler tanınmalı ve kurumlaşmalıdır" diye körükle yaklaşılmasına karşı olduğunu açıklıyor Bahçeli. Bu yaklaşımda olanların, milli kültür, üniter devlet, bölücü terör gibi konuları bilinçli ya da bilinçsiz olarak hafife aldıklarını belirten Bahçeli, bir etnik topluluktan millet yaratmaya çalışanların, milliyetçilik kavramına kendi yönelttikleri eleştirileri de unuttukları görüşünde.
İktidara yürüyen kurdun beynini, tutarlı ve çelişkili yönleriyle mutlaka anlamak gerekiyor.