kapat

21.04.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )


Türkiye, 21. Yüzyıla taşınıyor mu, taşınamıyor mu?

Herkes MHP'nin beklenmedik bir sürpriz yaptığı görüşünde.

Sanırız MHP'nin yöneticileri de dahil, kimse böyle bir sürprizi beklemiyordu.

Acaba gerçekten öyle mi?

Mehmet Ali Birand, seçimlerden bir gün önce, komplo teorilerine pek inanmadığını, ama aldığı duyumlara bakılırsa MHP'nin bir sürpriz yapacağının, bazı çevrelerce beklendiğini yazdı...

Doğu Perinçek de, mahkemeye götürülürken TV mikrofonlarına, böyle bir sürprizi haber vermeye çalışmıştı ve ağzı kapatılmıştı.

* * *

Cengiz Çandar ise dünkü yazısını şöyle bitiriyordu:

"Netice itibariyle Türkiye, küreselleşmeye kendini uydurmak yerine 'Miloseviç-Saddam parantezi'nin orta yerinde bir 'milliyetçi içe büzülme'yi tercih eden 2000'li yıllardan ürkerek kendi 'sığınağı'na kapanan, 'liberalleşme'ye pek meraklı olmayan bir ülke olarak kendisini ilan ediyor.

2000'li yıllara uygun bir yapıya kavuşmak için bu 'dünyayla zıtlaşma' tecrübesini de, nelerin olmayacağı eğitiminden geçmek için belki de yaşamak zorundaydı. Kimbilir..."

* * *

Aktüel Dergisi'nin son sayısında da derinliğine bir Kosova uzmanı olduğunu ortaya koyan spor aleminin aristokratı Ali Şen, en sonunda NATO güçlerinin bir yolunu bulup Diyarbakır'da bağdaş kuracağını iddia ediyordu...

Başkan Clinton ise arada sırada bir Türk-Yunan savaşı olasılığından sözeder durur.

* * *

MHP'nin seçim başarısıyla aşırı milliyetçiliğin iktidara taşındığını belirten dış gözlemciler de, Güneydoğu yahut Kürt sorunu nedeniyle Türkiye'nin uluslararası bir müdahaleye hedef olma olasılığını ima eder gibiler...

Biz bu konularda şimdilik iyimseriz.

Türkiye, Güneydoğu yahut Kürt sorununa demokratik bir çözüm getirmek; bir de Kıbrıs sorununu, -yakında Başkan Clinton'un açıklaması beklenen bir çözüm paketi doğrultusunda- bir barış denklemi içine oturtmak zorunda...

Bu iki sorunun da aşırı milliyetçi olma etiketi taşıyan bir partinin ortaklık ettiği bir iktidar koalisyonu tarafından çözümüne, kimse kolayından itiraz edemez...

Biz şimdilik böyle düşünüyoruz. Aldanmış da olabiliriz.

* * *

Aldanmış da olabiliriz, dememizin bir nedeni de; Miloseviç konusundaki öngörülerimizde Pentagon'un stratejisini tam sezemeyişimiz..

Ben Pentagon'un, 23 Nisan'da Washington'da toplanacak NATO zirvesine kadar sonuç almayı planlamış olacağını düşünüyordum. Herhalde Miloseviç de böyle düşünüyordu ve o tarihe kadar Pentagon'u bozum etmek için elinden geleni yapıyordu.

Apaşi helikopterlerinin, zirveden sonra devreye sokulmasının planlanmış olması, birden bizim öngörüleri battal etti.

Pentagon, tıpkı Saddam'a yaptığı gibi, sonuç almak için gün kesmiyordu. Hedef tahtası için hem korkunç, hem de çıldırtıcı bir stratejiydi bu.

Miloseviç de, Saddam da pes edinceye kadar havadan sürecek olan ejderha saldırıları...

Ve asıl saldırılar da NATO zirvesinden sonra başlayacaktı.

Bu bela planının yanında, bizim öngörüler pek çocuksu kaldı.

Ola ki, Türkiye konusundaki iyimserliğimiz de sadece bir gönül dileği olarak yine çocuksu kalır. O zaman affedin.

* * *

Her şey bu kadar milimetrik mi planlanıyor?

Tarihe bakıldığında büyük devlet politikalarının rolatalarında bir kesinlik çıkıyor ortaya..

Örneğin 19. Yüzyılın başında Osmanlı'nın üstünde Fransızlar'ın ağırlığı başladı. Buna tepki olarak İngiltere Yunan başkaldırısını destekledi. Daha sonra da Bismarck, Osmanlı'yı ve Tanzimat'ın Batı hayranlığını tam bir Batı ve gavur düşmanlığına çevirmek için, Türk ırkçılığını ve dinsel gelenekçiliği alevlendirmeye çalıştı.

Tanzimat Paris'e dönüktü. II. Wilhelm zamanında Enver Paşa ırkçılığı, Turan'a dönük oldu...

Soğuk Savaş döneminde Fransa'da SAG, İtalya'da Gladyo, Türkiye'de Ergenekon örgütlenmeleri, Washington'un şemsiyesi altında gelişti.

* * *

Bugün Washington, Türkiye'yi tüm İslam alemine küçük bir Amerikan kopyesi olarak göstermek istiyormuş gibi geliyor bize...

Bunu Türk siyasetçilerinin de anlayışı içinde mi yapar, yoksa bir elektrikli şok sonucunda mı?..

Bunu öncelikle Öcalan'ın, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uygun olarak mı, olmayarak mı yargılanacağı sürecinde sezmeye başlayacağız..

Haydi dostlar, hayırlısı bakalım...

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır