kapat

21.04.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Amerikan halkı katliama duyarlı
Amerikan vatandaşları, ülkelerinden hayli uzakta, bir başka kıtadaki katliama son derece duyarlı. Hitler'i hortlatan Miloseviç'in gölgesi daha fazla dünyayı karartmasın istiyorlar

"Az bile yapıyor NATO... Daha yoğun bombalamalı... Hatta kara gücü göndermeli... Savaşa giren şehit vermeyi de göze almalı..."

Şoföründen eczacısına, kapıcısından memuruna, garsonundan öğretmenine kadar burada görüştüğüm çoğu sade Amerikan vatandaşı Kosova'yla ilgili düşünce ve duygularını böyle ifade ediyor. Onlar çoktan globalleşmiş ve ülkelerinden hayli uzakta, bir başka kıtadaki katliama son derece duyarlı... Yeni bir yüzyılın eşiğinde Yugoslavya'da işlenmekte olan insanlık suçunun kesin bir şekilde cezalanmasını isteyenlerin, bu yolda sarfedilen ve görülen o ki, daha çok sarfedilecek olan milyar dolarlar ise umurlarında bile değil... Yeter ki şu Hitler'i hortlatan Slobodan Miloseviç'in gölgesi daha fazla dünyayı karartmasın. Mutlu bir aile olmak isteyen dünyalıları şimdi de milliyetçilik tehdit etmesin. Çoğu bir zamanların "savaşma seviş" sloganları atan bugünün liderlerini, belki de dünya tarihinden insanlığa kara leke bulaştıran bir Hitler'in geçmesi böylesine birleştirerek şahinleştirdi. Özellikle de savaş karşıtı sosyal demokrat Alman Başbakanı'nın bugünkü tutumunu anlamak hiç de zor değil... Zaten Gerhard Shroeder de "Geçmişi unutmayalım ki aynı hatalar tekrarlanmasın" diyor açıkça...

Savaş yerine çatışma
Ancak, 68 kuşağının çiçek çocukları gene de "savaş" kelimesini ağızlarına almıyorlar... Şimdilik "çatışma" diyerek işi idare ediyorlar... Oysa "çatışma" bölgesine gönderilen uçak, helikopter ve asker sayısı giderek artıyor... Ve insanlar NATO'nun daha açıksözlü olmasını bekliyor.

Üstelik Amerikan halkı bir zamanların Vietnam karşıtı başkanlarının bugünkü "savaşçı" tutumunu destekliyor... Clinton'dan sonra da Clinton'ın politikalarının devam ettirilmesini istiyor... Hatta daha da ileri giderek "Onu üçüncü defa başkan seçebilseydik" diye hayıflanıyor... Eleştiren sesler iyice kısılmış... Kimse Kosova harekatının plânlanması ve başlaması sırasında Başkan'ın başındaki Monika Lewinsky davasından başka bir şey düşünmediği gibi ileri sürülen iddialara kulak asmıyor...

NATO 50 yaşında
İki gün sonra NATO'nun kuruluşunun 50'nci yıldönümü için 40'tan fazla ülkenin liderleri Washington'da toplanacak...

Bugüne kadar Amerika'da yapılan en büyük zirve toplantısının havası ve içeriği Kosova çatışmasının başladığı 25 Mart gününden bu yana yaşananlara uygun bir şekilde değiştirildi... Soğuk savaşı kazanan Kuzey Atlantik Birliği'nin 23-25 Nisan günlerindeki şatafatlı partili "kutlama"ları sade anma törenlerine ve daha ziyade çalışma toplantılarına dönüştürüldü.

"Soğuk" savaş olmadan NATO'nun işlevinin ne olduğu veya olacağının tam olarak açıklanması beklenen 50'nci yıl zirvesinden önce fiili olarak bu rol ortaya çıktı bile.

Ve ne gariptir ki ittifak tam yarım asırlık ömrünü doldururken ilk kez "sıcak" savaşa girdi...

İki kutuplu dünyanın soğuk savaşı, tek kutuplu dünyada bölgesel sıcak savaşa ya da savaşlara dönüşüyor... Dünya değiştikçe değerler de değişiyor... Artık sınırları korumak için değil kavramları korumak için savaşlar başlıyor...

Özel hayat magazincilere

Bundan 10-15 yıl öncesine kadar en basit bir çapkınlık olayının bir siyaset adamının sonunu getirdiği bu ülkede ve pek çok ülkede artık Clinton'ın özel hayatı sadece magazin meraklıları için konu olarak kalabiliyor. Çoğunluk "Problem Hillary Clinton'a ve Clinton çiftine aittir" diyor geçiyor... Öte yandan bir başka ülkenin kendi sınırları içinde işlediği insanlık suçuna herkes karışma hakkını kendinde buluyor... Rusya, Çin ve Kuzey Kore haricinde...

Şimdi Boris Yeltsin'in boşa savurduğu "Üçüncü Dünya Savaşı" tehdidinin boş çıkmasını temenni etmek düşüyor bize...

Zira Miloseviç'in sonunu getirmediği takdirde NATO kendi sonunu ilan etmiş olacak... Kosova'dan başarılı çıktığı takdirde de 21. yüzyılda "dünyanın ve demokrasinin koruyucusu" olma hakkını kazanacak...

Ve tabii Clinton da iki dönem süren başkanlığını ABD'nin en önemli liderleri arasına girerek büyük bir başarıyla sona erdirecek.

FÜSUN MUTLU


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır