|
|
|
|
Unutulmaz performanslar
Sinema tarihine damgasını vuran öyle kadın oyuncular var ki; kimi bir yıldızı, kimi bir anneyi, kimi insanları kurtaran bir kahramanı oynamış ama hepsi de izleyicinin üzerinde büyük etki bırakmış... Sinema dergisi, haziran sayısında sinema tarihine adını altın harflerle yazdıran 50 yabancı aktrisite yer verdi ve bu müthiş performansları değerlendirdi. İşte '5 yıldızlı' oyuncular...
CATHERINE DENEUVE
Repulsion (Tiksinti) filminde Carole Ledoux'u canlandıran Deneuve'nun performansı kontrollü ve ölçülüdür. Bastırılmış cinselliği ve deliliğe giden bir kızın taşıdığı potansiyel tehlikelerin dışavurumunu görür izleyici.. Deneuve, erkeklerin kendine tecavüz ettiği kabuslarla zihni kararan, bakışları donuklaşan Carole rolünü layıkıyla yerine getirir. (Yıl: 1965)
MERLY STREEP
Sophie's Choice (Sophie'nin Seçimi) filminde 'Sophie' rolündeki Streep, bir an havalarda uçan, ertesi gün de bağırıp gözyaşlarına boğulan genç bir kadını oynuyordu. Bozuk psikolojisinin gerisinde yatan gerçek, izleyicide darbe etkisi yapıyordu: Toplama kamplarında her türlü rezalete maruz kalmış bir anneden akıl almaz bir şey isteniyordu; iki çocuğundan birini feda etmesi. (Yıl: 1982)
HOLLY HUNTER
The Piano (Piyano) filminde Ada McGrath isimli çocuklu bir İskoç kadınını canlandıran Hunter; sessiz, piyanosuna düşkün, cinsel isteklerini bastıran, donuk yüzlü, buz gibi ifadeyle, neredeyse tek bir kelime etmeden tüm duygularını izleyicinin kafasına yerleştirebiliyordu. Parmağı kesildiğinde yansıyan acı da, aşığı onu soyduğunda içine düştüğü tutku da aynı ölçüde gerçek... (Yıl: 1993)
GENA ROWLANDS
Rowlands, A Woman Under the Influence (Etki Altında Bir Kadın) filminde son derece zor bir rolün üstesinden geliyor; akli dengesi bozuk bir karakteri canlandırıyor, karakteri tamamen içten kavrıyor. Onun ruhsal durumunu attığı çığlıklar veya geçirdiği sinir krizlerini hemen çözmüyoruz. Yüzünde beliren ufacık bir iade veya yürüyüş şekli bile çok şey söylüyor. (Yıl: 1974)
MARIA FALCONETTI
La Passion de Jeanne d'Arc (Jean d'Arc'ın Tutkusu) sinemanın köşe taşlarından biri olarak kabul edilen bir film. Falconetti'nin ateşli bir isyankarla sahip olduğu armağanın bilincinde olan azize, eli kolu bağlı çaresiz bir mahkumla küçük masum bir kız çocuğu, kararlı bir direnişçiyle erkeklerin iktidarı altında ezilen bir melek arasında gidip gelen Jean d'Arc... (Yıl: 1928)
ISABELLE ADJANI
Metronun koridorlarında kendini duvardan duvara çarparak isteri krizleri geçiren bir kadın, Anna... Adjani, Possession filminde dakikalarca transa geçiyor, vücudundan çıkan sıvılar içinde yuvarlanıyor ve çığlık çığlığa bağırıyor. Sadece bu kadar da değil. Adjani aynı filmde sadece Anna rolünde değil, onun tam zıttı bir kişilik olan Helen'i de canlandırıyor. (Yıl: 1981)
BETTE DAVIS
Bebek Jane'e Ne Oldu? Orijinal adıyla What Ever Happened to Baby Jane? Filmde Bette Davis, Jane Hudson isimli bir düşmüş bir aktirisi oynuyor. Ancak filmde bazı unsurlar var ki, Davis'in gerçek hayatını oynadığı düşünülür. Zalimliği ve kardeşi Blanche'a duyduğu nefret o kadar gerçek ki... (Yıl: 1962)
JODIE FOSTER
The Silence of the Lambs (Kuzuların Sessizliği) filminde Clarice Starling'i kim unutabilir... Foster, ölçülü, abartısız, karakteri içinden çekip çıkaran bir performans gösteriyor. FBI bünyesinde etrafı erkeklerle kaynayan acemi bir kadın ajan olarak görülen Starling, psikopat bir dahinin beynine sızıp başka bir psikopata ulaşıyor. (Yıl: 1991)
CATE BLANCHETT Cennet yani Heaven filminde Blanchett, Philippa rolüyle izleyicinin kalbini fethetti. Blanchett, özellikle filmin sorgu sahnelerinde oyunculuk dersi verircesine mimikten mimiğe geçiyor. Yüz ifadeleri hiç unutulmayacak. (Yıl: 2002)
NICOLE KIDMAN
The Portrait of a Lady (Bir Kadının Portresi) filminde 19. yüzyılda Amerika'dan Avrupa'ya göçen Isabel Archer karakterini canlandırıyor Nicole Kidman. Kadınların tutkudan mahrum olduğu bir hayatta özgürlük düşkünü Isabel'in içinde bulunduğu durum, epey sarsıcı. Bu kadın yatakta yatıp bir sürü erkeğin kendisini baştan çıkardığına dair 'gerçekçi' bir fantezi kuruyor. (Yıl: 1996)
ELLEN BURSTYN
Requiem For a Dream'de (Bir Rüya İçin Ağıt) temel tema bağımlılık. Burstyn'in canlandırdığı karakter, yani oğlunun haytalıklarından bıkıp usanan Sara, yalnız hayatında televizyona sarılır. Bir yarışmaya katılacağına kendini inandırır ve zayıflamak için hap kullanmaya başlar. Dakikalar aktıkça Burstyn'in saçları kırlaşır, dip boyası gelir. Halüsinasyonlar arttıkça Burstyn'in yüz ifadesindeki dehşet de artıyor. (Yıl: 2001)
ANNA MAGNANI
Bellissima'daki melodram izleyiciyi derinlerde bir yerden kavrıyorsa, sebebini her şeyden önce Magnani'nin performansında aramak gerek. Kızının film yıldızı olması için her şeyi feda etmeye hazırlıklı olan Maddalena, evin kirası için ayrılmış parayı bile kızını deneme çekimlerine hazırlamaya harcar. Onun hırsı ve inancı, film boyunca izleyiciye geçiyor. (Yıl: 1951)
|
|
|
|
|