|
|
|
|
Türkiye'nin ulusal kimlik meselesi
Hükümet programları, genellikle siyasi hedefleri ve buna ulaşma çabasını belirleyecek ilkelere vurgu yapan siyasi ve hukuki metinlerdir Ancak, az önce de üzerinde durduğum bağlamda, hak ve gerçeklik ilişkisini beyan etme yaklaşımı veya hak söylemini ortaya koyma tarzına ışık tutan metinlerdir. Sadece bu metinler bağlamında yapılacak karşılaştırmalı bir analizden harekede bile, Türkiye siyasetinde, insan hakları ve gerçeklik bağının kurulmasındaki sorunları görmek mümkündür. Anayasa Mahkemesi'nin, birçok kararında özellikle siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin kararlarında da, bu bağın hukuken nasıl kurulabileceğine ilişkin yeterli bir çerçevenin çivilemediği görülür. Sosyolojik ve folklorik olarak bakıldığı zaman bu kararlarda, ülkede toplumun genelinden ayrı birtakım karakteristiklere sahip bir sosyal gerçeklikten söz etmek mümkündür. Ancak mahkemeye göre bunların kendi kültürel adabı örf ve adetlerine uygun bir hayat tarzını da sürdürmesi, bir hukuki değerlendirme bakımından sorun yaratmaz. Sorun, böyle toplulukların azınlık olduğunun hukuken korunmak istenmebunun bir hukuki statü içinde tanımlanmaya çalışılmasıyla doğar. Mahkemenin yaptığı tespitle, sosyolojik olan bir vakıanın hukuken nasıl açıklanacağı gibi bir konu, o vakalarda üzerinde durulan siyası partilere ilişkin mevzuat bağlamında, bir sorun oluşturur. Hukukun böyle bir konuyu mutlaka belli hukuki kalıplar içinde (örneğin azınlık statüsü gibi) tanımlaması şart değildir. Fakat öte yandan yargısal bir organın, sosyal bir gerçekliğin hukuki bir değerlendirme kapsamında nasıl tanımlanacağına yönelik çözümleyici ve dinamik bir temellendirme yapmasının önemi de, sanırım tartışmadan uzaktır. Bu elbette benzeri diğer sorunlar bakımından da olduğu gibi sadece sosyal bir konuya nasıl bir hukuki mercekten bakılacağıyla ilgili, bir başlangıç sorusudur.
ADEM SÖZÜER "Türkiye bu alanda çaba sarf ediyor. İnsan haklarıyla ilgili sorun olduğunda fotoğraflarla bunu yapıyor" dediniz. Geçtiğimiz günlerde -bütün bu çabalarımıza rağmen- böyle bir fotoğraf gördük: Mardin Kızıltepe'de iki kişinin güvenlik güçleri tarafından vurulduğunu öğrendik. Biz yaralarımızı saralım derken, bazen böyle olaylar oluyor ve bu tür fotoğraflar gündeme geliyor. Tabii arzu ederdi ki bunlar çok süratli şekilde soruşturulun, çözüme kavuşturulsun. Herkesi tatmin eder biçimde, kuşku duyulmayan sonuçlar çıksın...
|
|
|
|
|