|
|
|
|
Türkiye'nin ulusal kimlik meselesi
TURGUT TARHANLI Tabii ki bu önemli fakat şunu da göz ardı edemiyoruz: 15 yıl boyunca, çok ağır bir silahlı çatışma yaşandı bu ülkede, insanın kendi bedeniyle de ilgili böyledir: Sizi çok acıtan bir yer varsa, dişiniz çok ağrıyorsa o sırada elinizdeki bir sıyrığı hatırlamayabilirsiniz. İnsan tabiatı, etkisi daha büyük olan bir darbeyi ön planda tutma eğilimi içindedir. Sanırım asıl Türkiye'nin normalleşme sürecine girmesiyle birlikte, olağan ilişkiler düzeni içindeki sorunlarla yüzleşme, onları da hatırlama, dolayısıyla sorunları kendi olağanlığı içinde çözme çabası ön plana geçecektir. Bu noktada tabii öyle sovardır. Bunlar zaten her zaman varlığım koruyor. Mesela kadın hakları meselesi böyledir. Aslında kadın haklan sorunu -Nuri Bey de ifade etti- yatay olarak keser bütün ilişkileri. Dikey olarak birtakım hak ve özgürlük alanları oluşturursunuz ama bunların hepsinde aslında yatay bir kadın hakları sorunu olabilir. Genelde erkek-kadın iktidar ilişkilerinden doğan bir sonuç. Çünkü her hak ve özgürlük sorununda, aynca kadın haklarına bağlı bir sorunun doğması da mümkündür. Nitekim, sizin de yakından bildiğiniz gibi Ceza Kanunu hazırlık çalışmalarında da bu gerçekle yüz yüze gelinmişti. Bugün örneğin Kürt sorunu bağlamında bir etnik milliyetçiliğin ön plana çıkartıldığı bir söylem bağlamında bile, aslında bir kadın sorunuyla da karşılaşılması şaşırtıcı olmamalı. Bu da, varolan bir sorundur, yaşayan bir sorundur ama ön plana çıkmamıştır, geride kalmıştır, gölgededir. Dolayısıyla normalleşme çok önemli ama normalleşebilmek için bir kere tabu ki o olağandışılığı doğuracak güç motiflerini basite indirmek, azaltmak, törpülemek gerekiyor. Bu nasıl olacak? Bir kere hak arama mekanizmalarını güçlü ve etkili kılabilmek çok önemlidir. Kişilerin hakikaten güvenebileceği etkili hak arama mekanizmalarının varlığı çok önemli. Kişinin kendisini ortaya koyabileceği genel hak ve özgürlükler düzeni çok önemli, üstelik bunun varlığının görülebilmesi çok önemli. Dolayısıyla bunun gerçek olması çok önemli. İnsan ilişkilerinde, özellikle insan haklan alanında gerçeklik büyük önem taşıyor. Hatta insan haklan örgütlen de eğer insan hakları ihlali nedeniyle bir kişi hakkında bir kampanya yürütmek istiyorlarsa, o vakadaki ihlal gerçeğinin insan merkezinde somutlaştırılmasını önemsiyorlar. Örneğin Uluslararası Af Örgütü ve diğer insan hakları örgütleri, mesela bir mağdurun resmini yayınlayarak o kişiyle ilgili kampanyalar sürdürüyor. O insanın suretinin yer aldığı bir kampanyanın daha etkili olduğu, insanların, bu mağdurların suretine kendilerim daha yakın bulmaları Uluslararası Af Örgütü temsilcilerince de çok üstünde durulan bir olgudur. Çünkü, o diğer insan, aslında ona bakanın da bir suretidir. Aslında orada gördüğü suret bir insandır, kendisidir. Malezya'da, Norveç'te, Kanada'da bu ihlal vakasını yazıyor olabilirsiniz. Bundan hareketle o vakayla ilgilenmek, genel olarak buna bir katkıda bulunma isteğinin belirgin nedeni sadece bu gerçeklik mesajıdır. Nasıl gerçeklik? Ben şuyum, ben bu olduğuma göre gerçeğim ve bu kendi gerçekliğimi ortaya koyabilmeliyim ve bu gerçekliğim görülebilmeli...
|
|
|
|
|