Türkiye'nin ulusal kimlik meselesi
H. NURİ YAŞAR Bireyin kendisini tanımasına itiraz edemeyiz. Birey kadın, erkek, eşcinsel olduğunu, ne bileyim şu etniğe, şu gruba veya şu dini gruba aidiyetini söyler ve en basitiyle bizim bu konuda bir şey söylememiz haksızlık olur. Bu gayet normaldir. Bu insan yaşamının en tabii noktalarından da bir tanesidir. Etnik gruba ait olmak hayatın özüne ilişkin bir şey. Ancak bunun bir grup halinde sergilenmesi söz konusu olduğu zaman, acaba bu ölçüde gözlemleyen tarafın, devletin veya bizim, bir tarafa veya gerçekten de bu beyana olduğu gibi katılmamız zorunlu mudur, gerekir mi? Mesela sosyologlar, bu alana ilişkin insan araştırmasını yapan diğer kültürler ve gruplar üzerine olanlar, bunları sistematize edebilirler mi? Herkes aniden "Ben Kürdüm" dese, memlekette herkes Kürt mü olur ve herkes "Türküm" dese Türk mü olur? Hukuken tanımlanma konusuna gelindiğinde. Mesela devletin "Yahu kardeşim, senin annen baban Türk veya Çerkez, nereden çıktı bu?" deme hakkı var mıdır? Bu kategorilerde hukuksallaşma ve tescil edilme talebine karşı, bir de araştırma yükümlülüğü doğuyor devlete çünkü her talebi devlet teşkil etmiyor. Aklıma gelince belirtmek zorunda kaldım bunu. O noktada biraz daha varoluşçu gibi bakmak gerekiyor. Zaten uluslararası hukuk, insan hakları ve ulusal hukukta hem Avrupa hukuku bağlamında hem ulusal hukuk bağlamında grup olarak tanımlamıyor bu ilişkiyi, birey olarak tanımlıyor. Hatta öyle birey olarak tanımlıyor ki birey, azınlık tanımı olarak belirlediğiniz çerçeveye bütün özellikleriyle oturuyor fakat birey kendisinin öyle tanımlanmasını istemeyebiliyor. Mesela Avrupa Konseyi'nin Ulusal Hazırlıklar Çerçeve Sözleşmesi'nde var: Kendisinin mutlaka da öyle tanımlanmasını istemeyebilir, azınlık muamelesi görmek de istemeyebilir; bu bireysel anlamda değişebilir. Bir başka şey daha var: Diyelim ki siz devlet olarak belli bir topluluğun, belli özelliklere sahip insanlar topluluğunun, hukuken de azınlık statüsü içinde tanımlanmasını kabul ettiniz, Şimdi diyelim ki onların, ülkenin belli bir coğrafyasında yoğunlaşması söz konusu olabilir. Ama o yoğunlaştığı bölgede, ülkedeki genel çoğunluğun azınlık oluşturduğunu düşündüğünüz takdirde, oradaki o ilişkide bile yeni bir güç ilişkisi parametresi doğuyor.
|