Genelkurmay Başkanı Org. ÖZKÖK'ün Yıllık Değerlendirme Konuşması (20 Nisan 2005)
Bir diğer komşumuz Ermenistan'ın tutumu kaygı vericidir. Türkiye, Ermenistan ile ilişkilerini normalleştirmek arzusundadır. Ancak bunun için, Ermenistan'ın uluslararası temel hukuk kurallarına uyması ve iyi komşuluk ilişkilerinin gereklerini yerine getirmesi gerekmektedir.
Ermenistan, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü tanımamakta, uluslararası arenada asılsız Ermeni soykırımı iddialarının tanınması için girişimde bulunmakta, BM Güvenlik Konseyi kararlarını hiçe sayarak Azerbaycan topraklarının önemli bir bölümünü işgali altında bulundurmaktadır.
Asılsız soykırım iddialarının siyasi ve hukuki boyutu LOZAN Andlaşması ile kapanmıştır. Andlaşma ile, Türkiye Cumhuriyeti'ne herhangi bir yükümlülük intikal etmemiştir.
1915'te cereyan eden olaylarda Osmanlı Devleti'nin vatandaşı durumunda bulunan çok sayıda Türk ve Ermeni yaşamını yitirmiştir.
Bir savaş içinde bulunan Osmanlı Devleti, kendisine karşı isyan eden, işgalci devletlerle iş birliği yapan, yerli Türk halkına karşı katliamlar başlatan ve bağımsızlık için silahlı siyasi faaliyetlere başvuran bir kısım Ermeni kuruluşlarından dolayı Türk toplumunun misillemesinden Ermeni toplumunu koruyabilmek için 1915 Mayıs ayında tehcir hareketini başlatmıştır. Osmanlı Devleti, içinde bulunduğu bütün zor şartlara rağmen bu hareketin güvenli ve sağlıklı yapılabilmesi için o günün şartlarında mümkün olan bütün tedbirleri almıştır.
Soykırım ise bilindiği gibi, ulusal, etnik, ırksal yada dinsel bir grubu toptan, yada onun bir bölümünü, yok etmek niyetiyle, yani böyle bir özel kasıt ile, eylemlere başvurulması şeklinde tanımlanmaktadır.
Dolayısıyla, asılsız soykırım iddialarında bulunanların hiçbir dayanağı yoktur.
|