|
|
|
|
Genelkurmay Başkanı Org. ÖZKÖK'ün Yıllık Değerlendirme Konuşması (20 Nisan 2005)
Değerli Arkadaşlarım,
Küresel karar mekanizmasında rol alan küresel aktörleri, aynı zamanda dünyadaki güvenlik ve istikrarın da baş aktörleri olarak niteleyebiliriz. Dünyadaki istikrar ve dengeleri sarsan büyük olaylar aslında bu aktörlerin çeşitli alanlarda karşı karşıya gelmelerinin bir sonucudur. Bu büyük olayları ölçeğine göre; bölgesel ve küresel kırılmalar olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Bu kırılmalara genel olarak, aktörlerin karşı karşıya gelmeleri sonucu oluşan aşırı enerji birikimi sebep olmaktadır. Gelecekte küresel kırılmalara aday bölgeleri incelediğimizde, bu bölgelerin başında Uzak Doğu gelmektedir. Bu bölgede, Çin ve ABD'nin gelecekte siyasi, ekonomik nedenlerle veya Tayvan sorunundan dolayı karşı karşıya gelmeleri için yeterli potansiyel mevcuttur. Zaten bölgede daha şimdiden bir birikim oluşmaya başlamıştır. Nitekim, Çin Halk Meclisi Tayvan'ın bağımsızlığının ilanı durumunda askeri güç kullanma yetkisini hükümete vermiş ve savunma harcamalarının %12 oranında arttırılmasını kabul etmiştir.
Asya'da devletler arası büyük çatışma olasılığı diğer bölgelerden daha yüksektir. Kuzey Kore ve Tayvan krizlerinin küresel yansımaları olacaktır. Japonya'nın ABD ve Çin ile ilişkileri, Çin'in yükselişine ve Kore Yarımadası ve Tayvan senaryolarının ne şekilde çözümleneceğine bağlıdır.
Yine bir başka küresel kırılma hattı da Orta Asya ve Kafkasya'ya doğru uzanan bölgedir. Soğuk Savaş sonrası küresel güç olma vasfını kaybeden ancak son yıllarda süratli bir şekilde toparlanan ve geleceğin küresel güç adaylarından Çin'le de yakın bir işbirliği içerisine giren Rusya bu bölgede ABD ile karşı karşıya gelebilecektir. Özellikle Gürcistan'da, Ukrayna'da ve son olarak Kırgızistan'da gerçekleşen iktidar değişiklikleri, Rusya'nın bölgedeki menfaatlerini bir dereceye kadar erozyona uğratan önemli gelişmeler olarak kabul edilebilir. Unutulmamalıdır ki Rusya, sahip olduğu coğrafya, doğal kaynaklar ve bilgi birikimiyle küresel bir güç olma potansiyeline sahiptir. İç sorunlarını hallettiği oranda uluslararası arenada yerini tekrar alacaktır.
Orta Doğu bölgesi ise, daima dünyanın öncelikli konusu olagelmiştir. Bu bölgede, bölgesel bir kırılmaya yol açabilecek enerji birikimini sağlayacak gerginliklerin daima var olacağı unutulmamalıdır. Şu anda bazı noktalarda anlaşmazlıkları olsa da, küresel aktörlerin Orta Doğu ile ilgili olarak aralarında belirli bir ortak anlayış mevcuttur. Gelecekte bu bölgede küresel bir kırılma, enerji kaynaklarının paylaşımı konusunda yaşanabilir. Çünkü bu bölge dünyadaki enerji kaynaklarının %60'ına sahiptir. Diğer taraftan, başta ABD olmak üzere önemli küresel aktörler bu bölgeyi, uluslararası terörün ana kaynağı olarak görmekte ve bunun nedeni olarak da bölgedeki demokratikleşme eksikliğini işaret etmektedirler. Bu sebeple, bölge ile ilgili uzun vadeli ve kapsamlı projeler geliştirilmektedir. "Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi" bunlar içinde en kapsamlı olanıdır.
Bu proje; 22 Arap ülkesi ile Afganistan ve Pakistan'ı da kapsayacak şekilde Moritanya'dan Afganistan'a kadar uzanan bir bölgeyi kapsamaktadır. Bu bölge, hem ekonomik sistemine, hem de güvenliğine yönelik tehditleri oluşturan faktörlerin yoğunlaştığı kilit bir bölge olarak görülmektedir. ABD; bu bölgede, tehditleri henüz ortaya çıkmadan, kaynağında etkisizleştirmek maksadıyla bir dizi tedbir alma düşüncesindedir.
|
|
|
|
|