Miraç Eronat, atv'nin yeni dizisi 'Gurbet Kuşları'nda başrol oynuyor. Dizide, idolü olarak nitelendirdiği Rutkay Aziz'in eşini canlandıran tiyatrocu, tanıdıktan sonra usta aktöre yeniden hayran olduğunu dile getiriyor: O, çok kaliteli ve düşünceli biri. Tıpkı hayal ettiğim gibi!..
Geçtiğimiz sezon, 'Kurban' adlı oyundaki rolüyle 'İsmet Küntay En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü alan Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısı Miraç Eronat, atv'nin yeni dizisi 'Gurbet Kuşları'nda başrol oynuyor. Dizide, her zaman hayran olduğu usta oyuncu Rutkay Aziz'in eşini canlandıran Eronat, dizinin Orhan Kemal'in kaleminden dökülen hikayesiyle çok ses getireceğinden emin olduğunu söylüyor. Güzel oyuncunun tek sıkıntısı; iş trafiği yüzünden yaşadığı kent olan Ankara ile İstanbul arasında mekik dokuması...
EVRENSEL BİR HİKAYE!*
Geçen sezon yayınlanan 'Sessiz Gemiler'den sonra, bu sezon da Gurbet Kuşları' ile yine atv'desiniz. Bu dizinin konusu nedir?
Bu, benim için çok önemli bir proje. Orhan Kemal isminin altında bir projede olmak ve değerli bir oyuncu kadrosuyla çalışmak, her oyuncu gibi benim de çok isteyebileceğim bir şeydi. Gerçekten çok isteyerek bu işin içinde oldum. Başımızda, Yusuf Kurçenli gibi sinemanın çok değerli bir yönetmeni var. Tüm taşlar yerine oturmuş durumda. Son derece sürükleyici bir öykü. İnsanın içini acıtan ama bir yanıyla da umut dolu bir öykü var bu dizide.
Türkiye'nin her yanına yayılmış sevgisizlik problemini, dolaylı yoldan anlatacağız. Bu dizide, sevginin nelere kadir olduğunu göreceğiz.
*
Orhan Kemal'in 'Gurbet Kuşları'nı yazdığı, o yoğun göç dalgasının yaşandığı 1950'li 1960'lı yılların şartları günümüzde de geçerli mi sizce?
Tabii geçerli. Ben Ankara'da yaşıyorum ve orası hala çok göç alıyor. Göç almasa bile, problemlerimiz ortak. İstanbul'a yeni göç eden biriyle, 40 yıl önce göç etmiş birinin yaşadıkları arasında çok fark yok. Dünya sıkıntılı bir süreçten geçiyor. 3 gün sonra ne olacağımız belli değil. Burada önemli olan; göçle yaşanan hikayenin güncelliğini korumuş olması. Dizimizin hikayesi evrensel bir hikaye ve çok güncel. Büyük kente göç, benim için de geçerli olan bir sorun. Ankara'da yaşayan biri olarak çekimler için İstanbul'a geldiğimde, sudan çıkmış balığa dönüyorum. Kaç yıldır gelip gidiyorum ama İstanbul gerçekten herkes için çok zor bir şehir.
İSTANBUL'A GÖÇECEĞİM*
Ankara'da yaşayıp İstanbul'da çalışan bir oyuncu olmaya daha kaç yıl devam edeceksiniz?
Ben de, İstanbul'a göç edeceğim. Biliyoruz ki; bizim işimizle ilgili bütün her şeyin merkezi İstanbul.
Türkiye'nin kalbi İstanbul'da atıyor. Beni Ankara'ya bağlayan şey; tiyatro. Tiyatrodan vazgeçemiyorum. Ben, Ankara Devlet Tiyatrosu'nun sanatçısıyım. Bakalım; tayin olabilirsem çok kolay olacak her şey. Olmazsa da bir şey yapacağız. Çünkü artık böyle gitmiyor. Çok zor...
*
Dizide 'idolüm' dediğiniz usta oyuncu Rutkay Aziz ile karı-kocayı oynuyorsunuz. Kendisi nasıl bir partner? Hep hayalinizde canlandırdığınız gibi biri mi çıktı?
Rutkay Bey, aynen gördüğünüz gibi biri. Son derece kibar ve üst düzey bir insan. Yüksek düzeyde bir kalitesi var. Kibar, düşünceli ve de etrafıyla ilgili biri. İnsanlara sürekli hatırlarını sorar. İyi ya da mutlu olup olmadıklarını merak eder. Onun bir seyircisi ve hayranı olarak şunu söyleyebilirim ki; kendisi tam da hayal ettiğim gibi biri çıktı. Ben Rutkay Aziz, Aytaç Arman ve Şükrü Türel gibi duayenlerle çalışıyor olmaktan gerçekten çok mutluyum. Onlar, özel yaşantılarıyla da duruşlarıyla da tam birer aktörler bence. Çok insanseverler ve işlerine karşı çok ilgililer.
*
Edebiyat uyarlamaları son yıllarda televizyonda neden bu kadar ilgi görmeye başladı?
Çünkü onlar adı üstünde birer klasik ve içlerinde hiçbir zaman modası geçmeyecek öyküler var. İnsana dair öyküler bunlar. Sevginin önemi anlatılıyor ve bu; güncelliği hiç yitirilmeyecek bir konudur.
BAKIŞAÇILARI FARKLI!*
Çok sayıda dizi çekildiği için yeni hikaye sıkıntısı da olabiliyor. Bu yüzden edebiyat eserlerine yöneliniyor olabilir mi?
Hikaye sıkıntısı değil konu. Zaten yeryüzünde çekilmemiş hikaye yok. Bence bir konuya nereden ve nasıl baktığın önemlidir. Bugüne dek bin tane Yahudi soykırımı öyküsü çekildi. Ama biri öyle bir tarafından baktı ki aynı hikayeye, Oscar aldı ve 'Roberto Benigni' unutulmazlar arasına girdi. Bu öyküleri yazan büyük ustalar da, hayata öyle bir yanından bakıyor ki; sana hiç görmediğin, hissetmediğin başka bir pencere açabiliyor.