Yaşar Nuri Öztürk,
"Allah ile Aldatmak" kitabında, kadını bir sömürü aracı olarak kullananların varlığından şikâyet etmişti. Ona göre, Kur'an'da başörtüsü mecburiyeti yoktu ama, erkek, eşine, kızına örtünmeyi empoze ediyordu. Bazen kendi halinde dindar kişileri de
"yobaz" diye karalamaktan çekinmeyen Yaşar Nuri Öztürk'ü, muhafazakâr çevreler dışlamıştı. Herhalde, bu yüzden olacak, özel hayatında hayli uçarı hale gelmiş.
Sade paraca değil, yaşantısıyla ilgili olarak da, insan
"sonradan görmüş" duruma düşebilir.
Sahne ışıkları, kendini idare edemeyenler açısından tehlikelidir. Yaşar Hoca iyi bir din âlimiydi. O noktada kalsaydı keşke. Siyasete CHP'nin kozu olarak girdi.
Sonra Deniz Baykal'ı beğenmedi. Kendi partisini kurdu; varlık göstermedi. Onu, AK Parti'yi kötülemek isteyenler hep ekrana taşıdı.
Zirveyi taşımanın kolay olmadığını Cenap Şahabettin, Tiryaki sözlerinde şu veciz cümle ile anlatıyor:
"İnsan, yükseğe çıktıkça, pantolonundaki yamanın görünme ihtimali artar"
Yayın tarihi: 23 Ağustos 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/23//haber,DCA069A77C3E40E8B0F2563F0D73C5AB.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.