Tolstoy'un son bir yılı

82 yaşındaysanız, üstelik Anna Karenina, Savaş ve Barış gibi anıtsal romanlara imza atmışsanız... Kont unvanınıza rağmen hiçbir sınıfsal fark gözetmiyorsanız... İnsanların sizin kitaplarınızı okumak için para ödemelerine karşıysanız... Her gün ormanda uzun yürüyüşlere çıkıp, ata binecek kadar güçlü ve hâlâ her gün yazacak kadar hayatın içindeyseniz; güncel sorunlarla, dünyayla ilgileniyorsanız... Üstelik hem cin gibi hem de bir o kadar hassassanız... İzinizden gitmek isteyenlere sadece "Birbirinizi sevin," öğüdünü verirken, son bir yılınız çaresizce eşinizin isteri krizlerini izlemekle geçtiyse... Yıl 1910, yer Rusya'ysa... Adınız Lev Nikolayeviç Tolstoy ise... 48 yıllık eşiniz Sofya Andreyevna kıskançlıkları ve dengesizlikleriyle evde hep bir kriz yaratıp hayatı çekilmez hale getiriyorsa... Yanınıza sadece küçük bir valiz ve anılarınızı alıp, bir trene atlayarak gitme, gidebilme hakkınız da olmalıdır. Tolstoy da bunu yapar zaten... Hep yapmak istediği gibi 'özgürce' alır başını gider. Bulgaristan, Türkiye ve Kafkaslar düşleriyle birlikte... Ama sağlığı, soğuk bir kış ayında bu özgürlüğü taşımaya yetecek kadar güçlü değildir. Astapovo tren istasyonunda çaresizce ölmeye yatar... Tolstoy'un hayatına ve özellikle bu sıkıntılı son yılına kayıtsız kalmayan İngiliz yazar ve eğitmen Jay Parini'nin Türkçeye Son İstasyon Tolstoy'un Son Yılı adıyla çevrilen romanı, nihayet sinemaya da aktarıldı. Nihayet diyoruz, çünkü film projesi birkaç yıldır konuşuluyordu. Yönetmen Michael Hoffman, ilk başlarda Tolstoy'u Anthony Hopkins, eşi Sofya'yı da Meryl Streep'in canlandırmasını istemişti. Ancak bu isteği gerçekleşmedi. Çekimleri bu yıl nisan ayında Almanya'da başlayan filmde Tolstoy rolü Christopher Plummer'a ve Sofya rölü de Oscarlı yıldız Helen Mirren'a verildi. Filmde ayrıca Tolstoy'un en güvendiği dostu ve yardımcısı Çertkov'u Paul Giamatti, sekreteri Bulgakov'u James McAvory, kızı Saşa'yı da McAvory'nin eşi Anne-Marie Duff canlandırıyor. Senaryoyu da yönetmen Hoffman ile yazar Parini birlikte yazmış. Çekimler Almanya'da Brandenburg, Thüringen, Leipzig'de yapıldıktan sonra Rusya'nın tarihi mekânlarında devam etti. 2009 yılında vizyona girecek filmin bütçesi de yaklaşık 20 milyon dolar. 1910 yılının soğuk bir kasım ayında, bir tren istasyonunda hayata veda eden Tolstoy, ölümünün 100. yılı olan 2010'da da bütün dünyada anılacak. İngiliz yazar Jay Parini, Tolstoy'un görkemli çiftliği Yasnaya Polyana'daki son bir yılını sekreteri Bulgakov'un, dostu Çertkov'un, kızları Tanya ve Aleksandra'nın (Saşa), eşi Sofya'nın, doktoru Duşan Makovitski'nin ve kendi günlükleri, kitapları ve mektuplarının izinde kaleme almış. Gerçek ve kurgu iç içe geçmiş... Ama anlaşılan o ki Tolstoy'un karısı, son bir yılını gerçekten çekilmez hale getirmiş. 48 yıllık eşi Sofya, Tolstoy'un ölümünden sonra servetini halka bağışlamasından korkarak, gece gündüz başında nöber tutar, çevresindeki herkesi kıskanır. Bu kaotik ortamdan kaçmaktan başka bir çaresi olmadığını anlayan Tolstoy, trenle Bulgaristan, Türkiye ya da Kafkaslara gitmeyi düşünür, ama uzun sürmez bu kaçış... Kraliçe Elizabet filmiyle Oscar'ı kucaklayan Helen Mirren, bu kez dengesiz eş Sofya rolüyle sinemaseverlerin karşısına çıkacak. Tolstoy rolünü üstlenen Christopher Plummer ise şüphesiz bu zor rolün de üstesinden gelmeyi başaracak.