Cumhurbaşkanlığı'ndan "Erbakan" açıklaması
Cumhurbaşkanlığı, Eski Refah Partisi Genel Başkanı ve eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın kalan hapis cezasının kaldırılması nedeniyle medyada çıkan haberlerin "yanıltıcı" olduğu gerekçesiyle açıklamada bulundu. Yapılan açıklamada, "Yapılan bazı değerlendirmelerde de, "aynı davada yargılandığı' veya "sanık olduğu davadaki' hükümlüyü ya da kendisini affettiği gibi, tamamen gerçek dışı, mesnetsiz ve hukuka aykırı iddialara yer verilmektedir" denildi.
Cumhurbaşkanlığı Basın Dairesi'nden yapılan açıklamada, Eski Refah Partisi Genel Başkanı ve eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın kalan hapis cezasının Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından affedilmesi sonrasında çıkan bazı haberler nedeniyle açıklamada bulunulması gereği görüldüğü kaydedildi. Açıklamada, yapılan haberlerin "haksız ve yanıltıcı değerlendirmeler" içerdiği kaydedilirken, "Anayasanın 104'üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendine göre "sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak' Cumhurbaşkanının yürütme alanına ilişkin görev ve yetkileri arasında bulunmaktadır" denildi.
"KAMUOYUNU YANILTMA AMAÇLI"
Açıklamada, cumhurbaşkanlarının bu yetkisinin sadece hürriyeti bağlayıcı cezaların hafifletilmesi veya kaldırılması ile ilgili olduğu ve Anayasa'nın 104. maddesindeki duruma uygun hükümlüleri kapsadığı belirtildi. Açıklamada, "Cumhurbaşkanları bu yetkilerini, kendiliğinden değil, hükümlünün söz konusu şartlara uyup uymadığını belirleyen Devlet hastanesince verilen sağlık kurulu raporu ve bunu teyid eden AdlTıp Kurumu raporlarına dayanan Adalet Bakanlığının ilgilinin dosyasını Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine sunması üzerine kullanmaktadır. Affa ilişkin bütün işlemler ise, hükümlünün veya avukatlarının ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı müracaat üzerine savcılıklar tarafından yürütülmekte ve bu şekilde tekemmül ettirilen dosyalar Cumhurbaşkanının takdirine sunulmaktadır. Bu sebeple, basın ve yayın organlarında isimleri geçen, ancak yukarıda belirtilen işlemleri tamamlanmadığı ve dosyaları Cumhurbaşkanlığına intikal ettirilemediği için durumları Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından değerlendirilemeyen bazı kişilerden söz ederek çifte standart iddiasında bulunmak iyi niyetten uzaktır ve bu ithamlar kamuoyunu bilinçli olarak yanıltmayı amaçlamaktadır" denildi.
"CUMHURBAŞKANI SANIK DEĞİLDİR"
Yapılan açıklamada, yetkinin sadece ilgilinin cezasının hafifletilmesini veya kaldırılmasını kapsadığı ifade edilerek, Erbakan hakkında devam eden hukuk davasında ödemesi istenen Hazine alacağının da affedildiğine ilişkin yorum ve değerlendirmelerin ise gerçeği yansıtmadığı kaydedildi. Açıklamada, "Sayın Cumhurbaşkanımızın Anayasadan kaynaklanan söz konusu yetkisini kullanması dolayısıyla yapılan bazı değerlendirmelerde de, "aynı davada yargılandığı" veya "sanık olduğu davadaki" hükümlüyü ya da kendisini affettiği gibi, tamamen gerçek dışı, mesnetsiz ve hukuka aykırı iddialara yer verilmektedir. Öncelikle Sayın Cumhurbaşkanımız bu göreve seçilmelerinden önce de söz konusu ceza davasının sanığı değildir. Anılan dava, kapatılan Partinin Genel Başkanı, iki Genel Başkan Yardımcısı ve Genel Muhasibi ile 71 il yöneticisi hakkında açılmıştır" denildi.
Açıklamada dava ile ilgili olarak ise dava neticesinde, Genel Başkan Yardımcıları ile Genel Muhasibin suça konu herhangi bir eylemlerinin olmaması sebebiyle beraatlarine karar verildiğine işaret edildi. Açıklamada, "Bu itibarla, o tarihte dış ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcısı olan, malkonularla hiçbir ilgisi bulunmayan ve beraat eden bu kişilerden farklı bir durumda olmayan bir kişinin, sanığı olmadığı ve yargılanmadığı bir davadan dolayı suçlu gibi gösterilmeye çalışılması hiçbir hukukve ahlâkilkeyle bağdaşmamaktadır" ifadesi kullanıldı.
"CUMHURBAŞKANI SEÇİLMEDEN ÖNCE AKLANDI"
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün milletvekili olarak görev yaptığı dönemde, dokunulmazlığı sebebiyle Maliye Bakanlığı tarafından söz konusu Hazine alacağının tahsili için hakkında tazminat davası açıldığı hatırlatılan açıklamada şöyle denildi:
Genel Başkan Yardımcısı sıfatıyla görevinin sınırları gözönünde bulundurularak, malkonularda sorumluluğunun bulunmaması sebebiyle davanın reddine 19 Nisan 2007 tarihinde, yani Cumhurbaşkanı seçilmeden önce karar verilmiştir. Bu sebeplerle, söz konusu af kararı ile ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanımız hakkında yapılan gerçeğe aykırı yorum ve değerlendirmelerin kamuoyunu yanıltma ve Cumhurbaşkanlığı makamını yıpratma amacına yönelik olduğu düşünülmekte ve bu yöndeki yayınlar iyi niyetle bağdaştırılamamaktadır."
(ANKA)
Yayın tarihi: 21 Ağustos 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/21//haber,BEB6ACA460804388B1DEACD32C269966.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.