atv'nin izlenme rekorları kıran dizisi 'Elveda Rumeli'nin yakışıklısı Tolgahan Sayışman, tam bir sinema aşığı: Dizi oyunculuğu çok güzel ama sinema başka! Kendimi beyazperdede görecek olmak beni çok heyecanlandırıyor..
Üç yıl önce Güney Kore'de erkek güzellik yarışması 'Manhunt International'da birinci seçilen Tolgahan Sayışman, mankenlikle başladığı kariyerine oyuncu olarak devam ediyor... Geçtiğimiz sezon atv'nin reyting rekortmeni dizisi 'Elveda Rumeli'de rol alan Sayışman, bu yaz başında da 'Yaprak Dökümü'nün 'Necla'sı Fahriye Evcen ile 'Aşk Tutulması' filminde başrol oynadı. 24 Ekim'de vizyona girmesi beklenen romantik komedi tarzındaki 'Aşk Tutulması'nda 'Uğur' adlı bir futbol fanatiğini canlandıran Tolgahan Sayışman, "Benim gibi bir sinema sevdalısı için kendini beyazperdede görmek çok heyecan verici olacak" dedi. Sevince ölümüne sevdiğini, aşkı için herşeyi göze aldığını belirten yakışıklı oyuncuyla aşk, kadınlar ve 'Aşk Tutulması' filmini konuştuk.
*TOLGAHAN SAYIŞMAN FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...EKRANDA ABARTI BEĞENİLİYOR*
İlk kez bir sinema filminde rol almak nasıl bir duygu?
Gerçekten çok güzel ve özel bir duygu. Özellikle benim gibi sinema düşkünü birinin kendini beyazperdede görecek olması çok heyecan verici. Bu açıdan gerçekten çok mutluyum.
*
Sizi önce 'Dünya Erkek Güzeli' olarak tanıdık, sonra oyunculuğa geçtiniz. 'Elveda Rumeli'deki performansınızla da beğeni topladınız. Dizi ile sinema filmi oyunculuğu arasında ne tür farklar gözlemlediniz?
Diziyle sinema birbirinden farklı işler. Dizilerde oyunculuk anlamında çok fazla antrenman yapma şansına sahip oluyorsunuz. Böylece sinemaya hazırlanabiliyorsunuz. Çünkü dizilerde her şey hızlı gerçekleşiyor. Sinemada ise daha fazla zamanınız var. Bir karakteri çıkartmak ve sahnelerdeki duruş açısından sinema filminde yeterli vakte sahipsiniz.
*
Sinema ile televizyon izleyicisi arasında da fark olduğunu düşünüyor musunuz?
Evet kesinlikle. Dizilerde
televizyon ekranında olduğunuz için oyununuzu ne kadar büyütürseniz, ne kadar abartırsanız o kadar daha beğeniliyorsunuz. Fakat sinemada mümkün olduğu kadar minimal oynamak durumundasınız. Bence en büyük fark bu...
AŞK, KOMEDİ VE FUTBOL BİRLİKTE*
'Aşk Tutulması' nasıl bir film oldu?
Türk Sineması'nda uzun zamandır yapılmayan romantik komedi bir film oldu. 70'li yıllarda Yeşilçam'da izlediğimiz filmlere yakın bir iş yaptık. Seyircinin sıkılmadan yorulmadan izleyeceği ve dinlenmiş bir şekilde sinema salonundan ayrılabileceği bir film 'Aşk Tutulması'...
*
Ne anlatıyor film?
Filmde; 'fanatik bir futbol taraftarı takımına olan aşkını ve sadakatini bir kadına da gösterebilecek mi?' sorusuna cevap arıyoruz. Futbolseverlerin karşısındaki kadınların ne durumda kaldıklarını, neler düşündüklerini, o erkeklerin kadınlara yaklaşma konusundaki beceriksizlik ve şaşkınlıklarını izleyeceğiz filmde. Aşk var, komedi var, futbol var. Herkese yönelik bir şey var filmde.
*
Daha fazla seyirciye ulaşmak açısından bu konu seçimi stratejik değil mi?
Bu unsurların birleşmesi bir gişe beklentisi getiriyor tabii ki. Sonuçta futbolun ülkemizde ne kadar popüler olduğunu tartışmaya gerek yok. Filmlerin çoğunda zaten muhakkak bir şekilde aşk teması işlenir. Bunların ikisini bir arada görüyor olmak, çok fazla rastladığımız bir durum değil. Filmin çıkış noktası, 'popüler konuları bir araya getirip gişeden rant sağlayalım' değil! İzlenebilir, keyifli bir iş yapmış olmak önemli. Gişeden çok, izleyenin mutlu ayrılması benim için daha önemli. 'UĞUR'
BANA ÇOK BENZİYOR*
'Yaprak Dökümü'nün 'Necla'sı Fahriye Evcen'le nasıl bir ikili oldunuz?
Çok iyi uyum sağladık, çok eğlendik. Çekimlerde yarattığımız olumlu enerjinin beyazperdeye güzel yansıyacağını düşünüyorum.
*
Filmde nasıl birini canlandırıyorsunuz?
Kendime çok yakın 'Uğur' adlı bir karakteri canlandırıyorum. Ailesiyle yaşıyor, aile hayatına özen gösteriyor. Özellikle babasını kaybettikten sonra kız kardeşinin geçimini sağlamaya çalışan mütevazı bir mahalle delikanlısı. Günün birinde, aşka küsmüş işkolik bir kıza aşık oluyor ve hayatı altüst oluyor. Bir kadın karşısındaki şaşkınlığını ve çaresizliğini görüyoruz...
*
Peki size göre tutkulu bir taraftar aşık olduğu bir kızla takımı arasındaki dengeyi nasıl sağlar? Siz böyle bir durumda ne yapardınız?
Bilmem, hiç düşünmedim! Özellikle bir strateji yaratmadım. (Gülüyor)