Oyun başladıktan sonra, kaybedeceğini anlayınca ya da yenilince itiraz edenlere, kuralları değiştirmeye kalkışanlara '
mızıkçı' denir.
Rektör atamalarına itiraz eden üniversite hocalarının yaptığı da mızıkçılıktan başka bir şey değil.
Geçen yıl,
Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK)
Yasası'nı çeşitli yönlerden ele alarak, acilen değiştirilmesi gerektiğini defalarca yazdım.
Başka arkadaşlar da aynı konuyu işliyor. Her bakımdan çağdışı bir yasa bu.
12 Eylül (1980) cuntasının ürünü.
" Vesayet rejimi " dediğimiz sistemin vücut bulduğu, kendini gösterdiği alanlardan biri.
Ancak mevcut
YÖK Yasası sayesinde bir yerlere gelmiş, mevki makam edinmiş ya da bu sistemden beklentisi olan akademisyenler sustu.
Yasanın değiştirilmesi için kıllarını dahi kıpırdatmadılar.
Ama şimdi, rektör atamaları gönüllerine göre yapılmadığı için yaygarayı koparıyorlar: Kimi iğneli demeçler veriyor, kimi istifa etmeye kalkışıyor.
Sadece mızıkçılığın değil, çifte standardın dik alası! Hatırlayalım: Eski YÖK Başkanı
Erdoğan Teziç,
Çankaya'ya sunacağı listeyi hazırlarken, birçok yüksek oy almış ismi budamış; onlar ise olup biteni ellerini ovuşturarak izlemişti.
Ayrıca eski Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer, sadece
2 oy alan bir hocayı rektör atadığında da hiç tepki göstermemişlerdi.
Yine de bu vaveylaya kulak tıkamamak; yasanın değiştirilmesi için vesile saymak gerekir.
Yayın tarihi: 7 Ağustos 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/07//haber,99DCBE1A42B14BB39A0493205EBD595A.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.