3'üncü yolun hikâyesi (2)

TBMM Başkanı'nın odasına girdik ve...
Köksal Toptan bize bir "dosya" uzattı. Hemen açmak istedik.
Toptan "acelesi yok" dedi:
- Görüşmemizden sonra, gazeteye dönerken, yolda göz atarsınız.

Köksal Toptan'la 18 Mayıs'ta konuşmuştuk.
Söyledikleri 19 Mayıs günü SABAH'ın manşetiydi:
"3'üncü yol formülü."
Toptan "AKP davasında herkesi rahatlatacak 3'üncü bir yolun bulunabileceği" düşüncesindeydi. Bu "öyle bir orta yol" olabilirdi ki:
- Bütün Türkiye "oh" diyebilirdi.
- Davayı açanın da, dava edilenin de, Batı'nın da söyleyeceği bir şey kalmazdı.
Köksal Toptan ile yaptığımız görüşmeyi "3'üncü yolun hikayesi" başlığıyla ve "sayfanın büyük kısmını kaplayacak şekilde" yazmıştık.

Haziran geçti, temmuz geldi.
Anayasa Mahkemesi kararını verdi. Ağustosa girildi.
Köksal beyle yine buluştuk.
Odasından çıktıktan sonra "yolda göz atarsın" dediği dosyayı açtık.
İçinde "19 Mayıs gününün SABAH gazetesi" vardı.