3 Kasım 1996'da Abdullah Çatlı ve polis müdürü Hüseyin Kocadağ'ın öldüğü, milletvekili Sedat Bucak'ın yaralandığı kaza, kamuoyunda derin devlet tartışmasını da başlatmıştı.
Susurluk kazasında Ağar da ölecekti
İddianamenin 891'inci sayfasında 3 Kasım 1996 tarihinde Susurluk'ta meydana gelen kazayla ilgili de ilginç notlar bulunuyor. İddianamede, Tuncay Güney'in ifadelerinden alıntılar yapılarak oluşturulan iddialar arasında, Susurluk kazasında Mehmet Ağar'ın da ölmesi gerektiği, ancak Sami Hoştan'ın kendisini uyandırmış olduğu belirtiliyor. İddianamede Giresun'da Veli Küçük ve bazı üst düzey askeri görevlilerle otururken Susurluk kazası ile ilgili, "Ağar da ölecekti biliyorsun, o gün onlar otelde idiler, bunlar aslında hep beraber gitmeleri, o kazada olmaları gerekiyordu, bizimkiler öbür arkadaki arabada idiler, Allah'tan o çantayı Drej Ali aldı" dediği Veli Küçük'ün ise bu iddialar karşısında "Tuncay Güney'in beyanlarının hayal ürünü olduğunu" söylediği belirtiliyor. Güney'in ifadelerinde Susursuktaki kaza öncesi arkadaki araçta Küçük'ün adamlarının bulunduğu ve kaza sonrası Abdullah Çatlı'nın kaybolan çantasının Drej Ali lakaplı Ali Yasak tarafından kendisine verildiği de yer alıyor. Küçük'ün olay sonrasında "Allah'tan biz o çantayı şey yaptık, eğer çanta başkalarının eline geçseydi mahvolurduk, bizi bertaraf ederlerdi" dediği de ileri sürülüyor. Olayda Mercedes'le çarpışan kamyonun sürücüsü Deniz Gökçe'nin de kurulduğunun (kaza için özellikle ayarlandığı) ima edildiği de iddia ediliyor.
Yayın tarihi: 27 Temmuz 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/27//haber,7658FC468D5D4A53AD48642C0FA7570E.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.