- Boşanmayla biten bir evlilikten sonra yeniden evlenme kararı almak zor muydu?
- M.B: Çok zordu ama Elif beni ikna etti. İlgi ondan geldi.
- E.B: "Evlilik değil, hangi şartlarda olursa olsun senin gibi birinin hayatımda olmasını istiyorum," dedim. Bu arkadaşlıktır, dostluktur, olursa eşimdir. Mansur çok genç bir insandı ama üzerinde çok kötü giydirilmiş bir üniforma vardı. Yıllarca hep aynı tipte dolaşmış, gözlükleri hep aynı, saç modeli klasik... Onun için hiçbir şey olamazsam imaj maker olmayı teklif ettim.
- Neyi değiştirdiniz tarzınızda Mansur Hoca?
- M.B: Saç şeklim değişti, kıyafetim değişti. Beyazlar, pembeler, açık maviler... Mesela uzun otururdum geceleri. 2'de 3'te yatardım, çok anlamsızmış. İnsanın uykusunu alması güzel bir şeymiş.
- E.B: Sigara içiyordum, Mansur da bana sigarayı bıraktırdı. Uçak korkum vardı, onu yendim Mansur'la.
- M.B: Uçak korkusundan dolayı hiç yurtdışına çıkmamıştı. O korkuyu yendi. 'Eğer sevdiğine inanıyorsan ikinci defa evlenmekten çekinme,' derim. Benim hayatımda çok şey değişti. Mesleğimi yaparken yalnızlık döneminde bıkkınlığım vardı. "Emekli olsam, bir kenara çekilsem," diye düşünüyordum. Şimdi mesleğe yeni başlamış gibi hissediyorum.
- Yıldırım aşkı mı bu?
- M.B: Hayır değil. O sıkıntılı dönemde ne zaman arasam yanımda oluyordu, konuşuyorduk. Zamanla oldu...
- E.B: 18 Ağustos 2006'da nikâhımız kıyıldı, 8 Eylül 2006'da düğünümüz oldu.
- M.B: İnsan birbirini bu kadar çok sevince ondan bir parçası olsun istiyor. Onun için çocuk yapmaya karar verdik, ikiz olması sürprizdi. Ailemde ikiz var zaten. Ondan sonra Elif, "Adını Mansur koyacağım," dedi.
- E.B: Vazgeçemediğim insanlar vardır. Bunlardan biri ağabeyim Hakan, diğeri de ablam Zeynep. Mansur Beyazyürek de önemli bir şahsiyet
Türkiye için. Mansur'un ismi dedesinden gelme. Ailede başka yok. Bu ismi devam ettirmek evlada düşüyor. Yani erkeğin adı Hakan Mansur, kızın adı da Zeynep Elif olacak.
- M.B: Eğer insan kendini sevmiyorsa değer vermiyorsa başkasını da sevemez. Ne başkasını sevebilir ne de toplumu. Politikacıları izliyorum son zamanlarda, öfkeliler, sinirler gergin. Eminim ki parklarda oturup hanımlarıyla sohbet etmediler, güzel duyguları yaşamadılar. Yaşasalardı böyle gergin olamazlardı. Bakın İstanbul'da caz, film festivali gibi güzel aktiviteler var, bir tanesinde politikacı görüyor musunuz?
- Gündem o kadar yoğun ki!
- M.B: İnsan kendisine gündem yaratmıyorsa başka hiçbir şeye yaratamaz. Zaten bu yüzden başarısız oluyorlar.