İddianame nihayet...

Oh, çok şükür...
Aylarca bekledik ve sonunda "nur topu gibi" bir çocuğumuz oldu.
"2455 sayfa, 441 klasör."
Öyle bir çocuk doğdu ki "kucaklara sığmaz."

"En doğrusunu" Başsavcı Aykut Cengiz Engin söyledi.
"Bilgi kirliliği" dedi.
Hem de nasıl bilgi kirliliği.
Herkes "bir şey" yazdı.
Her kafadan "farklı ses" çıktı. Kimi kimini "darbeci" diye suçladı, kimi kimini "iktidar yağcılığıyla..." Kimi demokratlığı "kendi tekeline" aldı.

"Olay" büyük mü büyük.
Konu "derin mi derin."
Dedikodunun, dezenformasyonun, yalanın, bilgi kirliliğinin, karalamanın, hesaplaşmanın, doğrunun, eğrinin ne olduğu birbirine karışıyor.
Yapılacak iş Başsavcı Aykut Cengiz Engin'in dediği gibi "sabırla beklemek."
"Ak koyun, kara koyun" bağımsız yargı tarafından belirlenecek.