Günümüzde birçok konu ve sektör için sıkça duyduğum bir eleştiri var: Her şey birbirine benziyor, hep aynı şeyler tekrarlanıyor, hayatlar tekdüzeleşiyor... Bu tip eleştirileri; sanattan teknolojiye, günlük yaşam alışkanlıklarımıza kadar yapar olduk. Bunun en önemli nedenlerinden biri, artık hayatın eskiye göre çok daha hızlanması bence. Dolayısıyla insanların sürekli bir şeylere yetişme çabasının, detayları düşünmeye ve görmeye vaktinin olmamasının, birçok şeyin teknolojiyle çözülebilmesinin; olumlu olduğu kadar birtakım olumsuz yönleri de var. Markalaşmada yeni stratejilerden söz ederken, artık insanlara daha özel tasarımlar, daha ince detaylı ürünler sunma döneminin yaşandığı da konuşuluyor, yazılıyor. Çok geniş kitleleri hedeflemektense, belirli bir kimlikte, seçkin kitlenizi belirleyip orada sabit kalmanın önemli olduğu belirtiliyor.
HER ŞEY TEKDÜZE
Çünkü her şeyin birbirine benzemesinden, tekdüzeleşmesinden sıkılan insanlar alternatif arayışına giriyor. Geçen hafta haziran sonunda gerçekleşen Paris Couture Haftası'nda öne çıkan koleksiyonlarından söz etmiştim. Bu yazıda ise; "Couture yok mu oluyor, şekil mi değiştiriyor, gücünü mü yitiriyor?" gibi birtakım düşüncelere açıklık getirebileceğimi düşünüyorum. Bazı seneler çok güçlü, bazı seneler ise biraz daha az etkileyici geçer. Couture yapan bir tasarımcı olarak; altı ayda bir, insanları etkilemenin, yepyeni şeyler ortaya koymanın kolay olmadığını söyleyebilirim. Ama tüm bu couture defileler, uzun vadede yapılan tüm denemeler, düşünülen tüm düşünceler; zaman içinde bir şekilde bir yerden farklı ve kalıcı birtakım buluşlar ortaya çıkmasını sağlıyor. Belki yepyeni bir form, belki de var olana yeni bir bakış açısı... Bu da zaman içinde hazır giyime yansıyor.
ZAMAN VERİN
Son Paris Couture Haftası'nın; son dönemlerin en renkli, detaylarda çok ince ve etkileyici çalışmaların ortaya çıktığı güçlü bir hafta olarak geçtiğini düşünüyorum. Couture yok olmayacak. Belki değişen dünya içinde onun da yaşamaya devam etmesi için yenilenmesi gerekebilir, ki burada da asıl iş markalara ve tasarımcılara düşüyor. Zamanın para demek olduğu dünyamızda haftalarca, aylarca süren çalışmalarla yapılan işlemeler, pensler, kesimler, drapeler ve bunlar için verilen emeği biraz inceleme keyfini çıkarmanızı öneririm. En azından arada sırada; yaşamımızı olabildiğince yaşanır ve güzel kılan detayları, incelikleri görmek, hissetmek için kendimize zaman verelim derim.
Yayın tarihi: 14 Temmuz 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/14/gny/hanif.html
Tüm hakları saklıdır.