kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Temmuz 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
EMRE AKÖZ

Tasfiye niye gerekli?

Zekâ ve espriyle harmanlanmış eylemler yapan, sloganlar hazırlayan 'Genç Siviller' hareketi adını nereden alıyor; hatırlıyor musunuz?
23 Mayıs 2003'te Cumhuriyet gazetesi "Genç Subaylar Rahatsız" manşetiyle çıkmıştı.
Siyasete ilgi duyan, demokrasiyi savunan, Türkiye'nin sözde değil özde hukuk devleti olmasını arzulayan bazı gençler de kamuoyu önüne çıkışlarını bu manşete karşı oluşturmuşlardı: "Genç Siviller Rahatsız!"
Simge olarak da kendilerine, postala karşı spor ayakkabıyı seçmişlerdi.
Genç Siviller yaş ortalaması açısından gerçekten gençti. Kimi üniversiteyi yeni bitirmişti, kimi okumaya devam ediyordu.
Peki, rahatsız oldukları söylenen genç subaylar gerçekten genç miydi?
Mesela 27 Mayıs 1960 darbesini yapanlar genellikle binbaşı ve albay rütbesindeydiler. Rütbeleri düşük olduğu için de Org. Cemal Gürsel'i başlarına geçirmek zorunda kalmışlardı.
Cumhuriyet'in sözünü ettiği "gençlerin" ise hiç de genç olmadıkları, aslında yaşlarını başlarını almış, ' kor' ve ' or' gibi gayet yüksek rütbelere ulaşmış komutanlar oldukları daha sonra ortaya çıktı.
Orada "genç" ile kastedilen, dönemin GK Başkanı Org. Hilmi Özkök'ün hemen altında yer alan bazı subaylardı ve dolayısıyla gazetenin başlığı aslında Org. Özkök'e ' gayri resmi uyarı' gibiydi.
Niye? Çünkü sivil siyasete, hükümete, Meclis'e müdahale etme arzusunda olanlara Org. Özkök karşı çıkıyor, işlerin kanunlar dairesinde yürümesi gerektiğini söylüyordu.
Yani genç subayların rahatsız olduğunu medya aracılığıyla ifade etmek, kabaca " Müdahale etmek isteyenleri engellemeyin " anlamına geliyordu.
Gelelim bugüne.
Bazı çevrelerin hayal kırıklığı içinde olduğunu anlıyoruz. Niye?
Geçen gün de yazdım: Çünkü Ergenekon operasyonu gibi bir hamle, TSK üst yönetiminin, en azından zımni onayı olmadan gerçekleştirilemez.
Hayal kırıklığına uğrayanlar aptal insanlar değil, onlar da bu gerçeği görüyor.
Görünce de " acaba ne yapabiliriz " diye düşünmeye başlıyorlar. Buldukları çözümlerden biri " bölmeye " çalışmak.
Biri, gerçekten genç, yani alt düzeydeki subaylarla sohbetini yansıtıyor kamuoyuna.
Bir başkası, ordunun etkileşime açık hale gelebilecek " tabanından " söz ediyor.
Diğeri, operasyonun sadece emeklilere değil, görevdeki (muvazzaf) subaylara da uzanabileceğini söyleyerek huzursuzluk yaratmaya çalışıyor.
Önce şunu görmek gerek: Evet, Ergenekon bugünkü haliyle bir darbe örgütüdür.
Ancak bizzat darbe yapmak için çalışan değil, darbe yapılmasını sağlamak için uğraşan bir örgüttür.
Mevcut emirkomuta zincirini kırmadan bunu yapamayacağı için de TSK yönetiminin " rakibidir ".
Böyle bir durumu hiçbir yönetim kabul etmez. Karizmayı çizen, itibarı zedeleyen, kurumsal iktidara ortak olan, hiyerarşiyi bozmaya yeltenen "rakibin" etkisiz hale getirilmesi şarttır.
Bitmedi: Daha da önemlisi, Türk Gladio'su olarak işlevini ve misyonunu yitirmiş; miadını doldurmuştur. Tasfiye edilecektir.
Benim tahminim şöyle:
Ergenekon iddianamesi açıklandıktan sonra (bugün adı geçenlerin tümü beraat etse dahi) kirli çamaşırları ortaya dökülen örgüt, iş yapamaz hale gelecek.
Elbette Ergenekoncular tarafından aklı çelinen muvazzaflar olabilir. Kurumlar büyük organizasyonlardır; her zaman çürük elmalar çıkabilir.
Meselenin o yönünü ordu kendi içinde halledecek ve çizgi dışına çıkanları emekli edecektir.
Bunlar gerçekleşirse Genç Siviller herhalde biraz olsun rahatlar.