GINA Light Visionary Model adında yeni bir roadster konsepti tanıtan Alman üreticisi aslında yepyeni bir felsefeyi hayata geçirdi. GINA esnek düşünme ve esnek hareket etmeyi, kumaştan imal edilen gövdesi sayesinde gerçekleştirebiliyor...
Alman üreticinin, Z4 ve Z8 gibi adından söz ettiren roadster modellerinin yenilenme zamanı gelmişti. Tam bu sırada ortaya çıkarttığı yeni tasarım felsefesi GINA'nın ilk ürünü, roadster formundaki GINA Light Visionary Model ortaya çıktı.
BMW tasarımcıları, otomobil karoserinin sadece metalden üretilmek zorunda olmadığını ispat ediyorlar. Bu . kri de; çelik üzerine gerilen özel bir kumaşla şekillenen bir otomobili ortaya çıkartarak hayata geçirdiler. İsminin anlamında yeni bir felsefeyi barındıran konseptlerden bir diğeri olan GINA; esnek malzemelerle oluşturulan yapısı sebebiyle, Geometri ve Fonksiyonun "N" Formundaki Adaptasyonu (Geometry and Functions In "N"Adaptions)'nu temsil ediyor.
Konsept tasarlanırken 21'inci yüzyılın tüketicilerinin birbirinden farklı ve esnek olan tercihleri ön planda tutulmuş. Değişkenlik ve esnekliğe verilen önemden doğan GINA tasarım felsefesi sayesinde benzersiz bir yöntem geliştirilmiş. Aracın tek parçadan imal edilmiş gibi duran gövdesine şekil vermek için, esnek olması sebebiyle tercih edilen özel bir kumaş kullanılmış. Bu sayede tasarım için bambaşka boyutlara ve özgürlüklere ulaşılmış. Öyle ki; araç sadece bir çizgide kalmıyor. İstenildiğinde elektronik ve de mekanik olarak kontrol edilerek, motor kaputunun daha geniş olmasını sağlanabiliyor, bagaj kapağını yükseltilerek spoyler görevi görmesini sağlıyor. Bu malzemeyle şekillenen motor kaputu da alışıldık biçimde yukarıya doğru kaldırılarak açılmıyor. Aracın motoruna ulaşmak için motor kaputu ortadan iki yana doğru esnetiliyor. Açılan aralıktan motora ulaşılıyor. Ya da kapıların açılması için gerekli olan menteşeler yerine sanki kapıları bükercesine çekmek gerekiyor.
Yakın mesafeden LED'lerin yaydığı ışığı geçiren bu kaplama malzemesi sayesinde LED'ler aktif değilken araçta hiçbir aydınlatma yokmuş gibi gözüküyor. Hatta değişken yapısı sayesinde farlar bile, aynı insanların gözünü yumması gibi kapanıyor. Farlar yanacağı zaman gövdenin açılmasıyla kendini gösteriyor. Gövdeyle bütünleşen farlar, aracın uyku halindeki canlı bir varlık gibi hissedilmesine yol açıyor. Bunda insan derisini andıran gövdenin etkisi de büyük. Stoplar, yanarken ya da sinyal verildiğinde fark ediliyor.
İç mekanda da aynı felsefe hakim. Oturan yolcunun gövdesinin yapısına göre koltuk şekillendirebiliyor. Ön konsolla bütünmüş gibi duran direksiyon kolonu da isteğe göre ayarlanabiliyor. Hatta orta konsoldaki göstergeler istenildiğinde sürücüye doğru dönebiliyor.
Çelik ve plastiğin sıklıkla kullanıldığı konseptte ergonomi ve fonksiyonellik ilk planda tutulmuş. Ana fikir olan, aracın temel fonksiyonlarının sadece kullanılacağı zamanlarda ortaya çıkması, BMW Group DesignworksUSA tarafından oluşturulmuş. Amaç ise tasarımcıları daha özgürce şekillendirebileceği modeller ortaya çıkartabilmek. Ve bu sayede tüketicilerin birbirinden farklı olan beğenilerine, esneklik sunarak cevap verebilmek. Bu yöntemle istenilen şekil verilen otomobilin de yaşayan bir varlık gibi hissedilmesi, insanlarla otomobiller arasındaki ilişkinin daha da kuvvetleneceğine inanılıyor. Ayrıca, otomobil üretiminde kullanılan parça sayısının bu yöntemle azaltılacak olması satış . yatlarına da yansıyabilecek. Diğer bir deyişle, bu tipte bir otomobil üretildiği zaman çok daha ucuza tüketicilerle buluşacak. BMW'nin internet sitesinde oldukça etkileyici videoları da bulunan GINA felsefesinin hareketlerini izlemek için www.bmw-web.tv adresine girmenizi tavsiye ediyoruz.
Yayın tarihi: 21 Haziran 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/21//haber,2CCBBDC96CF54D878D9F5E1EB60F9861.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.