* Doğru tahmin ettiniz: Utanç'ın yönetmeni Hana Makhmalbaf, soyadını taşıdığı ünlü sinemacı aileye mensup. Daha önce 1977 doğumlu Samira, Elma filmiyle Cannes'a katıldığında 21 yaşındaki bu genç kız herkesi şaşırtmıştı. Şimdi sıra Samira'nın küçük kardeşi Hana'ya geldi. Henüz 10 yaşındayken çekilen Elma'da yönetmen yardımcısı olarak çalışan Hana, şimdi kendi filmiyle karşımızda. Kendisinin ilk filmini 18 yaşında yönettiğini söylediğimizde artık bu yaşın ilk (legal) birasını içmek, ilk defa ev tutmak ilk defa cinsel ilişkiye girmek gibi aktivitelerle değil, ilk filmini yönetmekle bağlantılandırıldığını da fark etmiş oluyoruz. Michael Haneke ise ilk sinema filmini 34 yaşında çekmişti.
* Haneke demişken... Avusturya'nın huzursuz ruhu, ölümcül oyunlarını Amerika'ya satan büyük düşünür Michael Haneke bugünlerde Öğretmenin Hikâyesi isimli bir film çekiyor. 1913 yılında Kuzey Almanya'da, bir köy okulunda geçen film, eğitim sisteminin faşizmle bağlantısı üzerine. Hazır ÖSS bitmiş, okullar da kapanmışken, yatılı okul, kabadayılık kültürü, militarizm ve faşizm arasındaki gerilimleri anlatan Robert Musil'in Genç Törless kitabını da (Çeviren: Kamuran Şipal, İletişim Yayınları) Türkiye'nin bütün sinefillerine tavsiye edelim.
HAFTANIN FİLMLERİ
* Hızlı Yarışçı/ Speed Racer'ın yaratıcısı Wachowski kardeşler, Matrix üçlemesinde film başına 4 milyon dolar para kazanıp, aralarında Slavoj Zizek'in de olduğu filozoflara 'hakikat' kavramını yeniden tartışmak için popüler bir zemin hazırladı. Fransız filozof Jacques Lacan yaşantıyı sembolik, hayali ve hakiki olarak üç düzende inceliyor; hakiki olana bakmanın korkunç zorluğunu semboller ve hayallerle örttüğümüzü gösteriyordu. Matrix'te de hakiki olan âlem, o kadar mide bulandırıcı ve anlaşılması güçtü ki, karakterler hakiki olmayan hayali dünyaya geçmek için ellerinden geleni yapıyordu. Peki tüm bu felsefi hikâyelerden sonra Hızlı Yarışçı'da neler bulacağız?
* Rolling Stone'dan Peter Travers'a göre 'bütün aile üyeleri için ideal bir film' bu. Bound ve Matrix'ten sonra gerçekten de Wachowski biraderler 'ailemizin sinemacıları' haline gelmiş olabilirler mi? Travers'ın şiirsel kaleminden dinliyoruz: "Hızlı Yarışçı'ya Stanley Kubrick'in o meşhur uzay macerasına çıkışından bu yana yapılmış en kafa yapıcı film olarak bakmak mümkün. Filmdeki renkler bir fahişenin tırnaklarındaki ojenin rengi gibi pırıl pırıl parıldıyor, duvardan duvara bas bas bağıran ses tasarımı kulaklarımızın zarını epey bir titretiyor... Hele bir de filmi IMAX salonlardan birinde seyrederseniz öncelikle gözlerinizi sigortaladığınızdan emin olmanız epey akıllıca olur. Hatırlayalım: 60'lı yıllarda Stanley Kubrick daha önce kimselerin ulaşmadığı görsel zirvelere doğru yola çıkan yegâne yönetmen değildi. 2001'in yaratıcısı bu dostumuz izleyenin kafasını açan kendi projesiyle meşgulken, Japon anime ortamının en parlak isimlerinden biri, Tatsuo Yoshida televizyon âlemini Mach Go Go Go isimli çizgi dizisiyle sarsıyordu. Dizinin Amerikan versiyonu 1967'de epey uyduruk İngilizce bir dublajla gösterildiğinde bir nevi kült yaratılmış ve şimdilerde 40'lı yaşlarında olan Larry ve Andy Wachowski kardeşler ne zaman televizyonda gösterilse oturdukları yere mıhlanmışlardı. 52 bölümlük dizi Chicago'da yaşayan bu iki veletin aklını başından almıştı."
Yayın tarihi: 21 Haziran 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/21/ct/haber,8702C885A27B488A95C343605DAA1CEE.html
Tüm hakları saklıdır.