Fantezi bitince

Fatih Terim'in İsviçre maçının ikinci yarısında oynattığı ve galibiyeti getiren klasik 4-4-2 sistemi, Türkiye'nin hazırlık karşılaşmalarındaki ve Portekiz mücadelesindeki nokta santrforsuz 4-3-3 ve 4-1-4-1 taktiklerine göre daha faydalı oldu. 4-3-3 ve/veya 4-1-4-1'de Nihat Kahveci'den nokta santrfor yaratmaya çalışan Terim, İsviçre maçına önce 4-1-3-2 sistemiyle başladı. Terim'in maçın ikinci yarısında kadrodaki tek santrfor özellikli oyuncu Semih Şentürk'ü oyuna alması ve hücum hattına ağırlık vererek maçı çevirmesi "Fantezi futbol bitti. İkinci yarıdaki doğrular galibiyeti getirdi" yorumlarına yol açtı. Terim, ikinci yarıda değiştirdiği sistem ve bunun gereği yaptığı oyuncu değişiklikleri ile futbolcuları da doğru yerlerde oynatarak zaferin temelini attı. Semih ile santrforunu bulan teknik adam, Nihat'ın Semih'in hemen arkasında özgürlüğüne kavuşmasını sağladı. Emre Belözoğlu, Colin Kazım gibi oyuncuların Portekiz maçında hiç isabetli orta yapamaması gözden kaçmamıştı. Emre ayrıca maç boyunca takıma hiç katkı sağlayamamış ve mağlubiyetin baş mimarı olmuştu.

'İKİNCİ YARIDAKİ DOĞRU SİSTEM'
İsviçre karşısında Emre'nin sakatlığı sonrası yedek kalması, Mehmet Topal-Mehmet Aurelio ideal orta alan göbeğini de sağladığı için, kanat oyuncuları rahatladı. Böylelikle Arda ikinci yarıda kader adamı oldu. İlk golün asistini yapan Nihat'ın da kanatlara kaçıp orta yeteneğini sergilemesi, tamamen 'ikinci yarıdaki doğru sistem' ile alakalıydı. Portekiz maçında yapılan 3 isabetli ortaya karşın, İsviçre karşılaşmasında bu rakamın 11'e ulaşması ve bunlardan birinin golle sonuçlanması kanat kuvvetinin gücünü net bir şekilde ortaya koydu. Kısacası Portekiz mağlubiyetiyle eleştiri yağmuruna tutulan Terim; zaferi, İsviçre karşısında elindeki kadroya en uygun sistem olan 4-4-2 dizilişiyle yaşadı. Otoritelerin büyük çoğunluğu da "Terim 45 dakikalık teknik direktörlükle maçı çevirdi" yorumlarında bulundu.



* MAÇTAN KARELER İÇİN TIKLAYINIZ...