1992 yılında 'Dice Kayek' markasını yaratan Ayşe-Ece Ege kardeşlerin tasarımları, dünyanın dört bir yanında satılıyor. Paris'te yaşayan tasarımcılar geçtiğimiz hafta İstanbul'a, bu kez modayla ilgili bir konu için değil, pozitif düşüncenin önemini anlatmak için geldi..
Beyaz gömlek tasarlayarak moda sektörüne 'Merhaba,' dediler. 1992 yılında seri üretime bile geçecek sermayeleri olmadığı için sadece bulabildikleri kumaşlardan üretip satış yaptılar. Ama şimdi Christian Dior, Jean Paul Gaultier, John Galliano gibi moda devleriyle aynı podyumları paylaşıyorlar. Paris'te yaşayan Ayşe-Ece Ege'nin yarattığı Dice Kayek markası bugün dünyanın dört bir yanında satılıyor. 15 senede çok büyük adımlar attılar. Onlara göre 'düşler gerçek oldu'. Geçtiğimiz hafta İstanbul'da olan kardeşler, bu kez bir defile ya da tanıtım için gelmediler. Ege kardeşler, bu kez Kuantum Liderlik Konferansı'nda konuşmacı olarak buradaydı ve bize de düşlerinin nasıl gerçek olduğunu anlattılar.
- Bu sefer İstanbul'a pozitif düşüncenin hayata olumlu etkisini anlatmak için geldiniz. Sizi yıllardır tanıyorum ama bu yönünüzü bilmiyordum.
- ECE: Ben her zaman bu tür spiritüel konulara meraklıydım. Gerçi, şimdi her yerde yeni yeni moda oldu. Secret'tan (Sır) sonra herkes pozitif düşünceye merak sardı ama ben her zaman ilgilenmişimdir.
- Peki böyle bir konferansta konuşmacı olmak nasıl bir his? Her zaman yaptığınızı sanmıyorum.
- E: Evet, ilk kez bir konferansta konuşmacı olduk, çok da heyecanlandık. Hatta ben konuşmalarımı yazmıştım. Okumayı planlıyordum ama sonradan Ayşe, kağıttan değil de konuşmanın ruhumuzdan gelmesinin daha doğru olacağını söyledi. Ve çok da doğru oldu.
- AYŞE: Hatta anlatmayı planladığımız bazı şeyleri heyecandan atladığımız da oldu, başlangıç aşaması zor geçti. Bir de diğer konuşmacılar bu konuda o kadar profesyoneller ki, bu bizi daha da heyecanlandırdı.
- Başka hangi konuşmacılar vardı?
- A: Düşlerinin peşinden giderek başarılı olan isimler vardı. Örneğin 1994 yılında iflasın eşiğindeki Continental Havayolları'nı, yönetime geldiği bir yıl içerisinde yeniden en iyi havayolu şirketlerinden biri haline getiren Gordon Bethune, tecrübelerini anlattı. Amerika'nın en iyi psikoterapisti Anthony Galie, European School of Economics Rektörü ve dünyada best seller olan Tanrılar Okulu kitabının yazarı Prof. Dr. Stefano Elio D'Anna, NLP ve Zihin Haritalaması Uzmanı Phillip Holt, Türkiye'de kuantum düşünce tekniğinin öncülerinden Şanal Günseli ve biz vardık.
- Bir Türk markasını dünyanın moda merkezine taşıdınız. Bunun kolay olduğunu düşünmüyorum. Neler yaşadınız?
- E: Kolay olur mu? Başlamamız tam maceraydı. Nişantaşı'nda bir arkadaşımızın butiğinde, tasarladığımız gömlekleri satarak işe başladık. Bu arada tasarladığımız derken, bulabildiğimiz kumaşları üretiyorduk, ilk partide beş-altı gömlek falan. Sermayemiz olmadığı için kumaş da alamıyoruz, durum çok acıklı. Butiğe gömleklerimizi koyacağız ama daha markamız yok; 'Dice Kayek' ismine o zaman karar verdik. Ama güzel olanı, butiğe gömlekler girdiği an, anında satıldı. Tabii kazandığımız parayla tekrar kumaş alıp yeni şeyler tasarladık. Ve butiğin müşterileri artık 'Dice Kayek' koleksiyonlarını beklemeye başladı. Sonra da Pret a Porter fuarına katıldık ve adım adım devamı geldi.
- Peki yaşadığınız olumsuzluklar sizi yıldırmadı mı?
- E: Hayat iniş çıkışlarla dolu. Her yaptığınız hata sizin doğru yolu bulmanıza bir adım oluyor.
- A: Ama her zaman karşımıza doğru kişiler çıktı. Mesela ilk Paris Pret a Porter fuarına katıldığımızda yer olmadığı için bizi Pakistanlı ve Hintli üreticilerle aynı yere koydular. Başka yer olmadığını da söyleyip ikinci katta alakasız küçücük bir yeri gösterdiler, 'Alırsanız alırsınız, yoksa başka bir yer yok,' diyerek. Napalım biz de aldık. Standımızı yerleştirdik. Ama o katta bulunduğumuz yerde bizim tasarımlar bas bas bağırıyor. Gömleklerin üzerinde çiçekler, böcekler çok canlı ama gelen giden yok. Yolunu kaybeden Bergdorf Goodman mağaza zincirinin alıcısı, uzaktan bizim çiçeklerle süslü gömlekleri görüyor ve bakmaya geliyor. Sonra da bütün alıcı arkadaşlarına haber veriyor. Bir anda bizim olduğumuz bülüm dolup taştı. Ve hatta bir sonraki fuar için davet aldık, üstelik tasarım katında...
PANONUN KERAMETİ
- Yani yanlış yer olmasına rağmen amacına ulaştı öyle mi?
- E: Kesinlikle. Hayattaki bütün aksiliklerin iyi bir şey getirdiğine inanmanız gerek.
- Peki, düşlemek yetiyor mu?
- E: Tabii ki 'Sadece düşleyin gerisi kolay' diye bir şey yok. Ama her zaman olumlu düşünmek lazım. Kesinlikle kötü düşüncelerden arınmak gerekiyor. İyi düşünerek, gerçekten istediğiniz istediğiniz zaman olmayacak hiçbir şey yok. Hatta istediğiniz şeyleri bir kâğıda yazın.
- A: İlk başladığımız yıllarda Paris'te bugünün Colette'i gibi bir konsept mağaza vardı, hayalimiz bir gün orada olabilmek. O mağazanın bir dergiye verdiği ilanda, sattığı markalar alt alta yazılıydı. O ilanı kopardık, altına 'Dice Kayek' logosunu yapıştırıp arkamızdaki panoya astık. Ve iki sezon sonra o butikte koleksiyonlarımız satılıyordu.
Yayın tarihi: 31 Mayıs 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/31/ct/haber,7668309FE5934645B2B0F42BC27FDE58.html
Tüm hakları saklıdır.