Medyadaki kavgalar, zaman zaman alevleniyor. Gönül isterdi ki, Türkiye'nin en güçlü basın patronu,
"duayen" sıfatıyla, bu çatışmaları engelleyen bir tavır içinde olsun; bir anlamda bütün medya dünyasına sahip çıksın. Küskünleri barıştırsın; hataları düzeltsin. Bir nevi
"ombudsman" görevini yapsın. Aydın Doğan'dan söz ediyorum. Maalesef, etrafını alan bir avuç insan, onu, gene bir kavganın tetikleyicisi durumuna sürüklüyor. Emin Çölaşan gitti; belden aşağı darbeler bitmedi.
Sadece siyasetçilerin çevresinde duvar örülmüyor. Gazete patronları da çembere alınıyor; sonunda bizim sektör bütünüyle yıpranıyor.
Mehmet Barlas gibi, ağırlığı olan önemli bir gazeteciye, Doğan cephesinden gelen salvolar, yakışık aldı mı?
"Nadanlar eder sohbeti nadanla telezzüz / Divanelerin hemdemi, divane gerektir" (Cahiller, cahillerin sohbetinden lezzet alır / Divanelerin yoldaşı divanelerdir) diyerek Ziya Paşa'nın beytiyle o sığ arkadaşa sırtını dönmek mümkün de, insanın canını, Aydın Doğan'ın harekete geçmemesi acıtıyor. Gelin elbirliğiyle aramızdaki tetikçileri temizleyelim.
Yayın tarihi: 28 Mayıs 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/28//haber,E698EAF703CF4955B45DD46C214BE33B.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.