Hippiler taarruzda!

Sanat sadece soyut 'pop art' baskılarıyla veya fırça darbeleriyle değil, farklı yöntemlerle de modada kendini gösteriyor bu sezon. Hippi'lerle özdeşleşen ve 'tie-dye' olarak bilinen batiğin geri dönüşü de buna bağlı olsa gerek. Geçtiğimiz sezonun degrade modası, kendini iyiden iyiye batiğe bıraktı. Dünyada hızla yükselmekte olan ve ev ekonomisine katkı sağlayan DIY 'do it yourself' (kendin yap) trendinin de bu akımda rolü büyük.

HER PODYUMDA VAR
Çiçek çocukların imzası haline gelen bu kıyafetler, pasajların kuytu köşelerine sıkışmış ve yıllar geçse de aynı şeyi satan ufak butiklerden kurtuluyor bu yaz. Katlama, burma, bağlama gibi farklı tekniklerle yaratılanlar sadece penye tişörtler veya Woodstock kaçkını izlenimi veren entariler de değil. Missoni, Jean Paul Gaultier, Etro, Matthew Williamson ve Diane Von Furstenberg hem gündüz hem de gece elbiselerinde sıkça kullanmış batiği. Balmain'in pantolonları, boya dolu leğenden daha yeni çıkmış havası taşıyor. Fendi ve Martin Margiela'nın portföyleri gibi, Longchamp da çantada batiği esirgemeyenlerden. Diesel, Zara ve Fornarina, daha hesaplı fiyatlara batik örneklerini bulabileceğiniz adresler.

EN POPÜLERİ TIE-DYE
'Tie-dye' tekniğine Türkçe'de genel olarak 'batik' dense de, batik aslında kumaşa çizilen desenlerin balmumuyla kaplanması, ardından da temizlenmesi yöntemine deniyor. Kumaşın katlanma yerlerinden sızan boyayla ortaya çıkan desenler, dünyada da batik adıyla biliniyor. 'Tie dye' ise kelime anlamıyla kumaşın 'iple bağlanarak' boyaya batırılmasına deniyor. Özellikle Asya ve Afrika kültürlerinde yaygın olan bu yöntem, hippi'ler sağ olsun, 1970'lerde en şaşaalı günlerini yaşamıştı. 2008 ise muhteşem dönüşünün yılı olarak anımsanacak herhalde. Onca podyumda birden, aynı anda boy göstermesine başka anlam veremiyorum.