Savunmanın temeli Venedik Kriterleri

AKP, pazartesi gününe kadar vermesi gereken savunmayı, ek süre istemeden Anayasa Mahkemesine sundu. Yaklaşık 98 sayfadan oluşan savunmanın omurgasını AB'nin Venedik Kriterleri oluşturuyor. Venedik Kriterleri kapsamında davanın reddinin istendiği savunmada, 9'uncu Cumhurbaşkanı Kenan Evren hakkında açılan davada Ankara 9'uncu Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen "Görevde bulunan Cumhurbaşkanı hakkında dava açılamaz" kararına atıfta bulunuluyor ve 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında dava açılamayacağının altı çiziliyor. Savunmanın tamamlandığı AK Parti Genel Merkezi'nde Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan son toplantıya hukukçular Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Grup Başkan vekilleri Bekir Bozdağ, Sadullah Ergin ile eski TBMM Başkanı Bülent Arınç katıldı. Savunmada yer alan ana maddeler şöyle:

* Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10. maddesi ile örgütlenme hakkını düzenleyen 11. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin parti kapatılmasında ölçüt olarak belirlediği Avrupa Konseyi'ne ait Venedik Kriteri'nin, "Siyasal partilerin yasaklanması veya kapatılması, sadece partilerin şiddeti siyasal bir araç olarak kullanmaları veya anayasada güvence altına alınan hak ve özgürlükleri yok etmek ve demokratik anayasal düzeni yıkmak için şiddet kullanmayı savunmaları durumunda haklı görülebilir" ilkesi çerçevesinde davanın ret edilmesi isteniyor.

* Laiklik vurgusu yapılarak, Erdoğan'ın bugüne kadar laiklik ile ilgili yaptığı konuşmalardan örnekler veriliyor ve AKP'nin laikliğin güvencesi olduğu belirtiliyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın "Türban sorunun ben çözerim" sözleri ile 10. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in türbanla ilgili geçmişteki sözlerine de atıfta bulunuluyor.

* AKP hükümetleri döneminde bir tek imam hatip lisesi açılmadığına işaret edilerek, en çok imam hatip lisesinin Demirel döneminde açıldığı vurgulanıyor.

* Kapatmaya gerekçe olan açıklama ve demeçler hakkındaki tekziplere iddianamede yer verilmediği belirtilerek, kapatmaya gerekçe olarak gösterilen söz ve eylemleri işleyenlere yönelik parti yönetiminin yaptığı açıklama, kınama, uyarma ve diğer yaptırımlar hatırlatılıyor.

* "Odak" tanımının anayasanın 68 ve 69'uncu maddesindeki "odak" tanımına uymadığı vurgulanıyor.

* Anayasa'nın 10 ve 42'nci maddesinde yapılan değişikliklerin, doğrudan başörtüsüne ilişkin olmadığı, hak ve özgürlüklerin kapsamını genişleten bir düzenleme olduğu, anayasa değişikliği teklifinde de bunun açık bir şekilde görüldüğü savunuluyor.