TRT'nin folklor yarışması (ya da sevgili Hakkı Devrim ağabeyimin ısrarla söylediği gibi "halk oyunları" yarışması) Altın Adımlar giderek ekrana ısınıyor. Bu haftaya damgasını vuran ise jüri üyeleri Ahmet Demirbağ ile Müjde Ar'ın sahnede gösteri yapan köçeklere eşlik etmeleriydi. Müjde Ar, "Köçeklik kurumu çok hor görülen bir kurum. Çünkü erkeklerimiz kadın kılığına girip oynuyor" diyerek bu kültürün korunması gerektiğini söyledi. İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Türk Halk Oyunları Bölümü Öğretim Görevlisi Ahmet Demirbağ da "Bu bir kültür, bu bir zenginlik. Toplumun bunun kıymetini bilmesi lazım. Bu bizi gerçekten dünyada özel yapan bir özellik" diyerek, Müjde Ar'a destek verdi. Konunun uzmanı bir akademisyenin bu konudaki tavrını ve görüşünü eleştirecek kadar köçeklik konusunda bilgim yok. Ama ben köçekleri ne zaman izlesem üzülüyorum. Zira köçeklik, kadınların sahne sanatlarına katılmalarının yasak olduğu bir dönemde, erkeklerin, kadınlara "dublörlük yaptıkları" yıllardan kalma bir "zorlama"dır. Ne zaman köçek kıyafetiyle oynayan bir erkek görsem, aklıma hep kadınların ezilmişliği gelir. Bu kültürü yaşatmaya çalışanlara saygım büyük. Ama "zorunluluktan dolayı" kadın gibi görünenler bende hep bir "acıma" hissi yaratmıştır. Tıpkı eyleme katılan kadınlara, atacakları sloganları sufle veren arka saflardaki erkekleri gördüğüm anlardaki gibi... Ben erkeğin "erkekçe" davranmasının, kadının "kadınca" yaşamasının daha "şık" olacağını, özellikle kadınların kendilerini ifade edebilmek için dublöre ya da suflöre ihtiyaç duymamaları gerektiğini düşünüyorum. "Köçeklik kültürüne" bir de bu açıdan bakılabilir mi acaba?
Bugünkü Tüm Yazıları
Köçeklik bir zenginlik midir?
Yayın tarihi: 22 Nisan 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/22/gny/haber,4E35C208B59244BAA834237FBCCF0F70.html
Tüm hakları saklıdır.