Yaş geçmiş ama mihrap yerinde!
Emre Kınay ve Pelin Körmükçü, ay başından beri 'Aşk Her Yerde' adlı oyunla tiyatroseverlerin karşısında! Oyunda kadın kılığına giren Kınay, seyircileri kahkahaya boğuyor. Kendisi, "Allah işini biliyor. İyi ki kadın değilim" dese de onu görenler yorumu patlatıyor: Yaş geçmiş ama mihrap yerinde..
İLİŞKİLİ HABERLER
Yaş geçmiş ama mihrap yerinde!
Emre Kınay'ın kızının adını taşıyan Duru Tiyatro, 4 Nisan'dan beri 'Aşk Her Yerde' adlı yeni bir oyunla seyircileri selamlıyor. Komedi tarzındaki oyunda Kınay'a Pelin Körmükçü, Sait Genay, Bahar Yanılmaz ve Cem Yanılmaz eşlik ediyor. Oyunda eşi tarafından terk edildikten sonra kendini eve kapatan ve haşarı kızı Dee Dee ve çapkın babası Gus'ın hayatlarından ilham alarak 'Cennette Buluşalım' adlı bir aşk romanı yazan Lenny (Emre Kınay) adlı bir adamın hikayesi anlatılıyor.
MRYTLE'I SAHNEDE GÖRSÜNLER!
Lenny'nin Mrytle Banbury adıyla bir yayınevine gönderdiği roman, yayınevinin sahibi Harriet Copland (Pelin Körmükçü) tarafından beğeniliyor. Lenny Harriet'a aşık olsa da, başlangıçta söylediği yalanı sürdürmek ve onun karşısına zaman zaman Mrytle olarak yani kadın kılığıyla çıkmak zorunda kalıyor. Peruğu, makyajı ve tektaşıyla hükümet gibi bir kadına dönüşen Kınay; işveli el-kol hareketleriyle seyirciyi kahkahalara boğuyor. 2.5 yıldır ortalarda görünmeyen Pelin Körmükçü ise Sadık Kızılağaç imzalı daracık kostümü içinde sahnede göründüğünde seyirciden gelen ilk tepki; 'çok güzelmiş' oluyor... İkiliyle buluşup oyunu ve aşkı konuştuk. Çok dil döktüm ancak Emre Kınay'ı kadın halinin fotoğraflarını yayınlamaya ikna edemedim. İyisi mi siz en yakın zamanda Duru Tiyatro'ya doğru yol alın ve Kınay'ın da arzuladığı gibi Mrytle Banbury'yle ait olduğu yerde tanışın...
* Sahnede ilk kez mi berabersiniz?
Pelin Körmükçü: Evet. Daha önce 'Yılan Hikayesi' adlı dizide 9 bölümlük set arkadaşlığımız olmuştu. Seneler sonra tiyatro sahnesinde yani ait olduğumuz yerde biraraya geldik.
Emre Kınay: Memnun musun bakayım benimle aynı sahneyi paylaşmaktan?
P.K.: Çok memnunum hem de.
E.K.: Canım benim... (Körmükçü'yü yanaklarından öpüyor...)
P.K.: Bana başka tiyatro projeleri de geldi ama Emre'nin teklifini kabul ettim çünkü onunla ruhen çok iyi anlaşabileceğimi hissediyordum. O bu piyasanın içinde düzgün kalmayı başarabilmiş insanlardan biri. İyi bir eş, iyi bir baba, iyi bir arkadaş, iyi bir tiyatrocu... Halk beni nasıl seviyorsa Emre'yi de öyle seviyor.
AŞK BEDENSEL HAZ DEĞİLDİR!
* Oyunun adı 'Aşk Her Yerde'. Ama artık aşk hiçbir yerde bulunamıyor. Aşkın taklitleri sarmış piyasayı. Katılıyor musunuz bana?
E.K.: Bence de aşk her yerde değil ama her yerde olsaydı güzel olurdu. Bu tür romantik komedilerin amacı insanlara biraz da, 'Abuk sabuk ilişkiler yerine aşk olsaydı, ne güzel olurdu' dedirtebilmek. Bence eğer herkes birbirini aşk ile severse, ülkedeki birçok sorunu çözebiliriz. Oyunumuz biraz da bununla ilgili.
* Oyunun bir sahnesinde Lenny ile kızı aşkın bir peri masalı mı, yoksa cinsel dürtülerden kaynaklanan hormonsal bir durum mu olduğunu tartışıyor. Sizce hangisi?
E.K.: Aşk benim için sadece cinsellik içeren bir durum değil. O noktada Lenny ile örtüşüyorum. Aşk benim için öyle bir tarafından koy, öbür tarafından aksın bir boru değildir.
P.K.: Aşk adamıdır kendisi. (Gülüyor)
E.K.: Gerçekten öyleyim. Cinselliği yaşamak için yoğun bir duyguya ihtiyaç yoktur. O, bir açlığın doldurulmasıdır o kadar. Ama aşk öyle bir duygudur ki, bazen cinsel dürtülerini bile hissetmeyebilirsin. Aşıkken seks talep etmeyebilirsin. Gerçek aşk ibadet gibidir.
P.K.: Şimdi olaya direkt, 'Bu akşam benimle yatar mısın' diye giriyorlar. Oyunda Harriet da soruyor bu soruyu. Artık ilişkiler böyle. Gerçek aşklar anne-babalarımızın döneminde kaldı. Artık aşk ve cinsellik birbirine karıştırılıyor.
E.K.: Aşk bedensel bir hazza dönüştü. Bu durum genelde Nişantaşı'nda ya da Etiler'de oturan ve benim kof elitler olarak nitelendirdiğim grupta görülüyor. Ben de Etiler'de oturuyorum ama öyle bir kesim var ki bütün bedensel ihtiyaçlarını karşılamış ama ruhu aç kalmış. Ten okşaması da ruhun ihtiyacını giderdiği zannedilen en büyük uyuşturucu. Ama ruh cinsellikle doymaz. Bu tür insanları gördükçe gerçekten acı çekiyorum. Ben hoşlandığı ilk kıza karanfil verebilmek için 1.5 ay öncesinden randevu almış adamım. Artık her şey çok hızlı yaşanıyor ve delikanlılığını benim gibi yaşayan bir adam böyle bir hayatı anlayamıyor. Böyle bir ortamın içine düşüp aslında öyle olmadığınızda o kadar üzülüyorsunuz ki, gidip benim gibi Toscana'da ev bakıyorsunuz kendinize. (Kahkahalar...) Ama gitmemek, kaçmamak lazım! Madem doğru olan biziz, o zaman yanlış olanlar gitsinler!
KOKOŞ KADINLARA BAYILIRIM
* Lenny çok iyi kalpli ama sevdiği kadına bir türlü açılamayan biri. Ben nefret ederim böyle pasif erkeklerden. Size cazip gelir mi böyle biri Pelin Hanım?
P.K.: Tip olarak soruyorsanız, hayır.
E.K.: Bir dakika, bana mı hayır yoksa Lenny'ye mi? (Kahkahalar...)
* Tipini değil karakterini soruyorum. Çok utangaç ve sessiz bir adam Lenny. Ben asla tahammül edemem böyle birine...
P.K.: Gerçek hayatta Lenny gibi bir tip benim de hoşuma gitmez. Ben pratik insanları severim. Emre'nin oyundaki erkek halini pek sevmiyorum ama kadın halinin o görmüş geçirmiş tarzına bayılıyorum. Benim kalemimdir o tip kadınlar. Annem de öyledir mesela; kokoştur. Koket ve bakımlı kadın çok severim. Oyundaki kadın da yaşını başını almış ama kendini salmamış. Ruju duruyor, tektaşı duruyor. Yaşlandığımda öyle olmak isterim ben de.
* Lenny size benziyor mu Emre Bey?
E.K.: Hiç alakası yok. Bana 24 saat yetmiyor, sürekli koşuşturan biriyim ben. Bir şey içimde kalacağına, bir an önce söyleyip kurtulmak isterim. Sabırsız ve tezcanlıyım.
FRİKİK KORKUSU KORSE ALDIRDI
* Gelelim kadın halinize... İlk defa mı kadın kılığına girdiniz?
E.K.: Daha önce de bir oyunda kadın olmuş ve kara çarşaf giymiştim. Ama pür makyajla ilk kez kadın oldum. Kendimi başta kötü hissettim.
P.K.: Bir gün provada 'Ne zormuş bu kadınlık ya!' diye isyan etti. (Kahkahalar...)
E.K.: Çok zor hakikaten, daral getiriyor insana. Ben hiperaktifim. Kendi kuaförüme gittiğimde bile duramıyorum. Oyunda makyajımı Pelin yapıyor. Arada bana, "Fırçayı çekiyorum, kıpırdama" filan diyor. Nasıl kıpırdamayayım?
* Aynada kendinizi beğendiniz mi?
E.K.: Çok yabancılaştım kendime. Benim gibi 'erkek erkek bir erkek' için zor bir durum ama oyunculuk açısından da bir iddia. Çok keyif alıyorum bu rolü oynarken.
* "Hoş kadın oldum" demediniz mi yani?
E.K.: Hoş kadın olmadım! (Gülüyor) "İyi ki kadın olmamışım, Allah biliyor işini" dedim. (Kahkahalar...) Fotoğraflarımı tab etmeye asistanımı gönderdim. Fotoğrafları görenler, "Yaş geçmiş ama mihrap yerinde" demiş. Önce fotoğraflardakinin ünlü bir erkek olduğuna inanmamışlar. Sonra da Okan'ın (Bayülgen) kadın hali sanmışlar. Okan anneannesine benzemişti, beni de anneme benzettiler kadın halimle.
* Oturuşunuzu nasıl ayarladınız?
P.K.: İlk genel provada çok frikik verdi.
E.K.: Sonunda gittim kendime bir babaanne korsesi aldım, artık rahat rahat oturuyorum. Topuklu ayakkabılara da alıştım.
İLİŞKİLİ HABERLER
Yaş geçmiş ama mihrap yerinde!
Yayın tarihi: 21 Nisan 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/21/gny/haber,E86C9B5A6744406DB0523FAE10236942.html
Tüm hakları saklıdır.