Seks seks diye nicesine sarıldım
İnternet üzerinden tanıştığı arkadaşlarla seri şekilde yatağa giren İngiliz kızın amacı ne? Facebook bir seks garantisi sağlar mı? Ayşe Arman, ülkemizde yaşanan siyasi gerginlikten dolayı sevişemiyormuş; yetkililerimiz bu konuda derhal önlem almalı..
Efendim, düzenli okurlarımız tabii ki, "Tosun sen de iyice tozuttun!" diyecektir, bunun bilincindeyim. Yani, arka arkaya üç yazıda da 'seks'li başlık atılmaz ki! Fakat kazın ayağı perdeli sayın okurlar. Ben kendimi seksten muhafaza etmeye kalktıkça, seks üzerime üzerime geliyor. Tabii fiiliyatta değil, bir kavram olarak geliyor. Esas acı tarafı da bu zaten. Hemen bir haber başlığı vereyim efendim: "Üç ayda 50 erkekle yattı!" Neymiş, İngiliz Laura Michaels uzun ilişkilerden sıkılmış ve erkek arkadaşları tarafından sürekli aldatıldığını düşünmüş; kendine yeni bir yaşam şekli belirlemiş, Facebook'a da üye olmuş, üç ayda 100 erkekle buluşup 50'siyle seks yapmış. Yüzde 50 gibi bir oranı yakalamış olması takdir mi ediliyor, "Oha!" mı denmek isteniyor, yapılan haberlerden bu konuda bir görüş çıkaramıyoruz. Habercilik ahlakı bakımından habere yorum katılmamış.
FLAŞ HABER
Tabii bunun 'haber değeri'ni artık büyük gazetecilerimiz takdir edecektir de madem büyük gazetelerimiz böyle 'flaş' haberlere yer veriyor, köşe yazarları da yorum getirselerdi. Bakıyoruz, yok! Peki, görevi haberleri yorumlamak olan köşe yazarları niye böyle bir flaş haberi yorumlamıyor, diye düşünüyor insan, ister istemez. Anlayacağınız, durumdan vazife çıkardım sayın okurlar. Bir kere, insan 100 erkekle tanışıp, kümülatif toplam içinden 'fifti-fifti' seks yapmak için niye Facebook'a ihtiyaç duyar, bu konuda problem yaşıyorum. Çık kardeşim sokağa, olmadı, atla Türkiye'ye gel, Taksim Meydanı'nda arzı endam eyle, 100 değil, bin adetlik zinde kuvveti dakikasında bulursun. Mis gibi... Ama bence işin içinde başka iş var. Facebook'un üyeleri arttıkça, popülaritesi büyüdükçe, ABD'de kurnaz bir arkadaşın kurmuş olduğu bu sitenin maddi değerine milyon dolarlar ekleniyor. Ver gazı, zinde kuvvetler Facebook üzerinden seks sörfü yapsın, ABD'deki şirketlerin cebi dolsun...
FACEBOOK SÖNDÜ
Şimdi, Facebook demişken, malumunuz bizde modalar rüzgâr gibi geçer; Facebook modası da 'vırt' diye geçti, gitti. Köşe başına en az bir yazı düştükten sonra, herkes Facebook 'notebook'unu kapattı, rafa kaldırdı. Halbuki ben hep aportta bekledim, sırf bugün için arkadaş biriktirdim. Bir Facebook portföyüm var ki, aklınız durur, tavana vurur: Tuna Bekleviç, Ece Vahapoğlu, Nedim Saban, Hop Dedik Ayhan, Fatih Ürek, Ahu Türkpençe, Yonca Evcimik, Güzide Duran, Nilüfer Açıkalın, Reşat Çalışlar, Hadise, Hakan Aygün... Böyle acayip çevrelerden acayip arkadaşlarım oldu, sosyalleştim. Sonra Facebook arkadaşım 'bakire manken' Nilay Dorsa, profiline sık sık yerleştirdiği fotoğraflarla sanal âlemdeki 'seks' hissimi sürekli canlı tuttuğu için müteşekkirim. 'Seks' orada sanal sanal kaldığı sürece bir sorun yok; hem bekâret yerinde duruyor hem de vatandaş memnuniyeti sağlanmış oluyor! Efendim, tabii 'seks' deyince, bu işlerin duayeni olarak görebileceğimiz, yani konu hakkında dünya kadar yazı yazarak bizleri aydınlatmış olan Ayşe Arman'ı anmadan geçmek olmaz. Ayşe Hanım, son dönemde ülkemizde, ne yazık ki, yaşanan siyasi gerginlik atmosferinden çok etkilenmiş, şöyle hisli cümleler kaleme almış: "Sanki bir şeylerden keyif alırsak, ayıp olurmuş gibi, memleket bu kadar karışıkken, başka şeylerden söz etmek uygun düşmezmiş gibi. İnsanın yemek yiyesi gelmiyor, içki içesi, dans edesi, hatta sevişesi... 'Yok boşver şimdi' diyorsun. Bu kadar büyük bir olay olurken... 'Kal' geliyor insana, kal! Ay ne fena. Zevkler, renkler yok oluyor. Acilen bu duygudan kurtulmak gerekiyor. Ama nasıl..."
GERGİNLİĞE SON
Şimdi, yeterince apolitik bir insan ve kendini tamamen entelektüel faaliyete vermiş, arzu edilen tipte bir Türk aydını olarak, buradan devlet büyüklerime sesleniyorum: Gördünüz Ayşe Hanım'ın halini. Tam sevişecekken, siyasi gerginlikten dolayı kendisine 'kal' geliyormuş, sevişemeden kalıyormuş. Lütfen siyasi gerginliği sona erdirelim. Herkes nereye adım atacaksa atsın, sevişecek arkadaşların önü açılsın... Bu arada, Sayın Helin Avşar, bana yönelik sitenizde verdiğiniz cevabı atladım sanmayın. Bir süredir o derin yazınız üzerinde düşünüyorum. Cevap bulamadım, o yüzden böyle sessiz kalıyorum. Bütün niteliklerinizin hayranıyım.
Yayın tarihi: 5 Nisan 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/11/ct/haber,EE33220B720841EAA9A708F710526B30.html
Tüm hakları saklıdır.