Doğuş Grubu'nun davetlisi olarak Georgetown Üniversitesi'nden bir grup İstanbul'a geliyor geçen hafta. Akşam yemeğinin ardından istikamet; İstanbul gece hayatının bir numaralı mekanı, yurt dışından gelenlerin görmek, eğlenmek için can attığı Reina tabii ki. Rezervasyonlar yapılıyor, kapıya isimler yazdırılıyor ve eğlence için yola çıkılıyor. Yanlarındaki arkadaşım anlattı; Reina'nın kapısına geldiklerinde "Maalesef giremezsiniz" diyorlar. Neden? "Başörtülü almıyoruz" diyorlar. Söz konusu kişi, Iraklı bir Amerikan vatandaşı. Saçlarının ön tarafını açıkta bırakan bir bone var kafasında çünkü. Çok üzülmüş Zeena, "Hiç demokratik bir davranış değil, Müslüman bir ülkedeyiz sanıyordum" demiş. Arkadaşım üzülerek anlattı. Her mekanın kendine göre kuralları vardır; spor ayakkabıyla giremezsin, şortla giremezsin, damsız giremezsin, başörtülü giremezsin vs. Bir mekan bu kuralları koymuşsa, saygı duymaktan başka yapacak bir şey yok, özel bir alandan bahsediyoruz çünkü, eleştiremeyiz. Böyle düşündüm ben de.. "Ama dünyanın her yerinden insanın merak ettiği, girmek istediği, yurtdışında reklamını yaptığı, neredeyse uluslararası hale gelmiş bir mekanın bunu yapmaya hakkı var mı?" diye sordu bizimki. "Adı üstünde gece kulübü. Başörtülü müşteri almaya kalktığında içeride hava değişmez mi?" dedim ama ikilemde kaldım ben de. Siz ne düşünüyorsunuz, yazın tartışalım...
Yayın tarihi: 7 Nisan 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/07/gny/haber,82797D58C6B24115A35104D02E6C2A85.html
Tüm hakları saklıdır.