'Bana bunu nasıl yapar?' dediğin an kaybedersin!

- İlk görüşte âşık oldunuz tamam da, nasıl bir ilişki, nasıl bir evlilikti sizinki?
- Ünal dünya şekeri, dünya efendisi bir adamdır. Ben bu ayrılığı o kadar makul karşıladım ki; ne olursan ol, ne kadar güzel olursan ol, ne kadar biricik olursan ol sıkılabilirsin. Şu üstündeki bluzunu severek aldın diyelim, nereye kadar giyeceksin her gün her gün! Ama şu var; bazen çok sevdiğimiz şeyleri atamayız, katlarız, kenara koyarız.

- Eşinizin sıkılmasına hak verdiniz. Ya siz; sıkılmadınız mı?
- Ben hiç sıkılmadım! Çünkü kendimi çok doyuran bir insanım, çocuklarım, arkadaşlarım, işim...

- Erkekler neden doymuyor?
- Erkeklerin fazla meşgaleleri yok, bir tek işleri var. Dikkat et, hobisi olan erkekler çok yönlü olurlar. Hobisi olmayan, sadece işiyle meşgul olan adamla oturup ne konuşursun? Ya işini anlatır, ya politika anlatır, ya futbol anlatır. Bu da onun kısır olduğunu gösterir. Kadınlar kendilerine daha iyi bakıyor, estetik oluyor, giyim kuşamla, makyajla değiştiriyorlar kendilerini. Kadınlar çok yönlü, her şeyi idare edebilecek kuvvette. Erkek belli yaşa gelince gençliğini kaybettiğini düşünüyor oysa.

- Azgın teke sendromu yani?
- Azgın teke diyerek çirkin hale getirmemek lazım ama tıbben de biliyorum ki; erkeği genç ten heyecanlandırır, son derece normal!

- Başınıza gelince de mi?
- Bunun önüne geçip de 'Hayır nasıl yapar bana bunu?' dediğin anda kaybedersin! Olduğu gibi kabul et! Aksi halde onu geri alamazsın...

- Geri almak istediğiniz için mi bunu sükunetle karşılıyorsunuz?
- Yoo, geri almayı düşünmüyorum. O benim her şeyim, çocuklarımın babası, dostum, arkadaşım ama bundan sonra kocam değil!