Bilginin finansmanı tartışması sahtekârca
İLİŞKİLİ HABERLER
Bilginin finansmanı tartışması sahtekârca
- İçinde sizin de yer aldığınız bir grup akademisyenin sürekli olarak yurtdışı fonlarıyla araştırma ve kitap yayımlaması, Soros ile ilişkilendiriliyor. Tepkiniz nedir?
- Benim içine girdiğim bilimsel faaliyetlerin büyük kısmı AB ülkeleri ile ilişkili. Örneğin İspanya Katalan bölgesinden bir araştırma vakfı ve İstanbul Bilgi Üniversitesi sosyoloji bölümü arasında yapılan 'interkültürel yurttaşlık' üzerine son bilimsel işbirliği ortada. Ama, sadece bunlar değil. Gayet 'yerli' birtakım sermayelerle yaptığımız araştırmalar da var. Mesela, en son Star gazetesinin Veritas araştırma şirketi ile 5 bin 424 kişi üzerinde mart ayı başında yaptığı Toplumun Din Algısı Araştırması bunun bir örneği. Sapına kadar yerli. (Star'ın arkasında kimler var onu bilemiyorum tabii!) Ve tabii ki George Soros'un sahibi olduğu Açık Toplum Enstitüsü tarafından desteklenen kurumlardan da araştırma finansmanı aldım. Ancak birilerinin küfretmek için malzeme olarak gördüğü bu ilişkiler sonunda ortaya çıkan bilimsel ürünler kamusal alana çıkıyor, okuyucuya sunuluyor. O kitapların, araştırmaların bilimselliğine bir şey denemiyorsa, finansal kaynağı hakkında çekiştirme yapmak en basitinden sahtecilik olur. Çünkü, ayrıca kimin kimden ne finans aldığı da günümüzde bu kadar saf gelmiyor bana. Devletten finans aldığınızda, TÜBİTAK'tan aldığınızda ne oluyor? Veya Dünya Bankası'ndan aldığınız projeyle ya da IMF'den, devletten para alan Atatürkçü Düşünce Derneği'nin topladığı paralarla bir şeyler yapıyorsunuz... O zaman ne oluyor? Bunlar 'yerli ve temiz' para mı? Bu sadece para meselesi de değil. Türk Silahlı Kuvvetleri, ABD yardımıyla Irak'a girerken, tank ve tüfeğin, hatta o teknolojinin gözünün bile oradan, dışarıdan, başka yerlerden alındığı bir durum var ortada. Sınır ötesi harekatta kullandığınız mercekler, gözler bile sizin değil. Polisin kullandığı teçhizatlar da malum. Onun için, finansın nereden sağlandığı konusunda yapılan tartışma çok sahtekarca ve tam da "Ben milliyim, o değil," diyen, sürekli bir menşei arayan ve kendini saklayan bir dil. Bunun için dediğim gibi ya Enver Hoca Arnavutluk'unu ya da küreselleşme içindeki direnişi tercih söz konusu. Çünkü küreselleşmeye karşı direniş, ancak tam da o küreselleşme içinde mümkün.
İLİŞKİLİ HABERLER
Bilginin finansmanı tartışması sahtekârca
Yayın tarihi: 30 Mart 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/30/pz/haber,CF020DF84250479CBF0E4BE48781CEB6.html
Tüm hakları saklıdır.