kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 30 Mart 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Ertuğrul Kürkçü şu anda bianet.org adresinde yayınyapan bir internet haber sitesinin başında. ÖDP'den ayrıldıktan sonra oluşturdukları Sosyalist EmekHareketi'nde politika yapıyor, Siyasi Gazete adında aylık bir dergi çıkarıyor.

Halk, öyle ya da böyle gerektiğinde tavır koyuyor

- Dayanışma ruhuna sahip, bir şeyleri feda edebilmeyi göze alan, inanan, eşitlik isteyen sizin kuşağınızla şimdiki kuşak ya da gençlik ne kadar uzak birbirine, ne kadar farklı?
- Kimse kaç yaşında, nerede olacağını kendi seçmiyor, böyle bir mesele var. Biz bir toplumda 40-50 yılda bir ortaya çıkabilecek bir yükselme anında 20 yaşında olmuş şanslı insanlardık. Bu farkı yaratan bir çağ, bir zaman. Bu çağ dönümü bize bir bakış, bir tarz, bir hayat kazandırdı. Biz bunu öyle çok bilinçli yapmadık, büyük bir dalganın içinde şekillendik. Her onurlu ve zeki insanın yapabileceği şeyi yaptık, o yürüyüşe dahil olduk. Bir kere bu büyük yürüyüş sekteye uğradı. İkincisi, onları kuşatmak için çok özel bir düzen oluşturuldu 12 Eylül'den başlayarak... Yine de ben bu hayata baktığımda hâlâ şu soruyu soruyorum kendime: Peki bütün yazdığımız kitapları okuyanlar kim, kimler kitap fuarlarını dolduruyor, bütün iyi filmleri kimler seyrediyor, kimler itiraz edenlerin sesine kulak veriyor, kimler izliyor Hatırla Sevgili'yi, kimler sizin gazetenizi okuyor, siz bunları kimler için yapıyorsunuz? Türkiye'nin yüzde 70'i, 35 yaşından genç. Her şeyi gençler için yapıyorsunuz aslında.

- Ergenekon isimli oluşuma gençliğin bu kadar tepkisiz olması düşündürücü değil mi, onların geleceğini ilgilendirmiyor mu bu olanlar?
- Sessizler evet ama bunda haksızlar mı? 65-70 arasında üniversite polisin giremediği yerdi, şimdi ise her sınıfta polis var. İnsanlar da üzerlerindeki baskıyla orantılı hareket ediyorlar, bu bir. İkincisi, tepede cereyan eden bu çatışma onları belki de o kadar ilgilendirmiyor, onların tercihleriyle o kadar alakalı değil belki.

- Ergenekon'un çözülmesi için baskı oluşturması gereken 'bir kısım medya'nın sessiz kalmayı seçmesi, darbe çığırtkanlığı yapanları alkışlayacak hale gelmemiz acıklı değil mi?
- Bu konularda ben sizi kötümser görüyorum. Şuna bakın o zaman; 27 Nisan'da Genelkurmay bir e-muhtıra yayınladı, bütün Türkiye'ye postasını koydu, 'Benim dediğim olacak' diye... Türkiye dinlemedi. Bu az mı? İki hatta iki buçuk darbe geçti Türkiye'nin üzerinden, Doğu'da hâlâ çatışmanın sürdüğü, insanların sokak ortalarında takır takır öldürüldükleri bir dönemde hâlâ insanlar açık konuşmaya, seslerini yükseltmeye, bildiklerini söylemeye, pankartlarını asmaya devam ettiklerine, gözaltında kayıpları ortaya çıkarmak için Galatasaray meydanında üç yıl oturabildiklerine göre bence iyimser olmak için çok fazla neden var. İnsanlar demek ki tavır alıyorlar öyle ya da böyle... Bunu sokakta göstermiyor olmaları başka, bir tavırları olup olmaması başka. Hatırla Sevgili'ye bu kadar reyting kazandıran ne sizce? Bir aşk hikâyesi mi, yoksa insanların bir politikayı şöyle ya da böyle yaşama arzuları mı?