- O halde Quentin Tarantino olayına gelelim. Neler oldu, baştan bir anlatır mısınız?
- İnsanlar ilişkiyi basite indirgemeye çalıştılar. Yaşanan basit bir şey olsaydı, hâlâ yüz yüze nasıl bakıyor olurduk? İkincisi, çok meşgul bir insan. Hâlâ birbirimizi aramamız, görüşmemiz için niye bir sebep olsun, eğer ortada duygusal bir şeyler olmasa?
- Var yani.
- Var tabii.
- Peki nasıl başladı?
- Ben yaklaşık 10 yıldır Cannes Film Festivali'ne gidiyorum. İş almak için. Tanıdığım insanlar, yapımcılar var... Quentin'le zaten bir 'merhaba'mız vardı. Death Proof filminin partisinde, (Cannes'da prömiyerini yaptılar) bir ara geldi "Merhaba," dedi. Partinin sonlarına doğru ben yoruldum, oturdum bir yere. Beni görünce "Sen niye oturdun, eğleniyordun?" dedi. "Ayaklarım acıyor," dedim. Sonra döndüm, içkinin verdiği bir cesaretle herhalde "Quentin, yaptığın filmler kadar iyi ayak masajı da yapıyor musun, yapamıyorsan bir boka yaramazsın," dedim. Sonra dondum kaldım "Koca adama ne dedim ben?" diye. Fakat o geldi oturdu yanıma, bütün o ünlü insanların önünde, ayaklarımı aldı kucağına, ayakkabılarımı çıkardı ve masaj yapmaya başladı.
- Peki ne hissettiniz o anda?
- Kalbim duracak filan zannettim. Hani bir an vardır ya, garip bir elektrik hissedersin, öyle bir şey oldu.
- Gıdıklandınız mı?
- Yok, gıdıklanmadım da... Hani içiniz böyle pır pır olur ya.
- Onun da etkilendiğini hissettiniz mi?
- Hissettim tabii. Çok göz göze geldik.
- Ne kadar sürdü?
- 5-10 dakika.
- Başarılı mıydı?
- Evet. Adam ayak seviyor, olmaz mı! (Gülüyor)
- Peki bu duruma insanlar nasıl tepki verdi? Şaşırdılar mı, alışık mı görünüyorlardı?
- O anda kim gördü kim görmedi ben çok hakim olamadım. Dünya durdu sanki.
- Masajdan sonra neler oldu?
- Ben otelime gittim. Sabaha kadar gözüme uyku girmedi. Sabah 07.00'de bir mesaj geldi. Kahvaltıya davet etti. Öyle başladı. Cannes'dan beri de devam ediyor. Sekiz aydır.
Yayın tarihi: 16 Mart 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/16/pz/haber,F636CE894A704DE2A3077715EF21E732.html
Tüm hakları saklıdır.