Çöpçatanlıkla tanıştık
- Biriniz cerrah, biriniz politikacı. Yolunuz nasıl kesişti?
- N.K: Cavit'le tanıştığımız yıl kadın doğum ihtisası yapıyordum. Cavit annemin kuzeninin arkadaşıydı.
- Yani çöpçatanlık gibi mi oldu?
- N.K: Biraz öyle. Tavsiye durumu oldu. Cavit'e "Yeğenim var, seni tanıştırayım," demiş. Tanışır tanışmaz üç ay içinde evlendik.
- C.K: "41 sene bekledim, 41 yılda 3-4 milyar insan arasında seni seçtim. Artık herhalde 'Hayır' demezsin," dedim. Paris'e NATO toplantısına gidiyorum. 10 Nisan 1990. 17'sinde döndüğümde aradım Neşe'yi. Eve geldim, annesiyle tanıştım. 26 Ağustos'ta evlendik.
- N.K: O zaman ihtisasımın bir kısmını İngiltere'de yapmaya gidiyordum. 'Evlenip gidelim' şeklinde oldu olay. Biraz o yüzden aceleci davrandık.
- Bu riskli değil mi, üç ay içinde evlenmeye karar vermek?
- C.K: Benim yaşım geçiyordu.
- N.K: İki insan yıllarca bir arada olurlar, birbirlerini hiç tanımazlar. Ünlü bir Rus şair diyor ki: "Kilometreler ayıramaz insanı birleştirir telefon telleri gibi, ama milimetreyse ayırır/ Kaçınılmaz bir kaderdir bu beterin beteri..." Bir insanı milimetre ayırır, sonuna kadar bağlar. Zaman, uzaklık, bence önemli değil. Elektriğin tutması çok önemli. Bazı insanların ilk görüşte elektriği tutar. Tutmazsa da o elektriği yerine oturtmak için dünyanın enerjisini harcasanız olmaz. Kimyaya, elektriğe çok inanırım.
Yayın tarihi: 15 Mart 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/15/ct/haber,E45D0082A0F847DF88B0A3C6B1AC27B0.html
Tüm hakları saklıdır.