Coen Kardeşler'in sinema dilini sevmesem de, gitmemek olmazdı. Çünkü İhtiyarlara Yer Yok (No Country For Old Men) 8 dalda aday olduğu Oscar heykelciklerinden 4'ünü kapıvermişti. Şiddet sinemasını oldum olası sevemedim. Çünkü insanlarda "duygu patlaması" yaratmanın en kestirme ve kolay yolunun "perdede şiddet yaratmak" olduğunu düşünüyorum. Tıpkı, arkası dönük bir insanın ense kökünde kese kağıdı patlatmak gibi bir şey bu... Quentin Tarantino'nun tüm yeteneğine rağmen filmlerinin beni sarmamasının nedeni de bu olsa gerek. Kanın oluk oluk aktığı sahneler, insan etinin mezbahada bacağından asılı sığır kadar kıymet bulmaması, sınırsız ve fütursuz bir şiddet... Ne kadar mide bulandırırsan, o kadar sanat!.. İhtiyarlara Yer Yok'ta beni tek ilgilendiren sadece İspanyol aktör Javier Bardem'in muhteşem oyunculuğu oldu. Bana göre Anthony Perkins (Sapık) ve Anthony Hopksin'ten (Kuzuların Sessizliği) sonra beyazperdenin en "kalıcı" psikopat karakterlerinden birinin altına imzasını atmış. Onun dışında eleştirmenlerin "katıksız sinema" diye yorumladıkları şeyi bir türlü bulamadım. Film, görece sürükleyici bir ilk yarının ardından "kopuk uçurtma" gibi sağa sola savrulup durdu. Ve izleyenlere "Eee? Ne oldu şimdi peki?" dedirten bir finalle sonlandı. (Yoksa yarıda kaldı mı desem?) Sevgili ağabeyim Atilla Dorsay bu "olmayan" finali cumartesi günü Sabah'taki eleştirisinde şöyle değerlendirmiş: "Ve üstelik, iki kardeş yazar/yönetmen, soluk soluğa izlettikleri bu kanlı hikayenin finalini, insanı rahatlatan bir mutlu son bir yana, yoruma muhtaç ve hemen filmi bir kez daha izleme arzusu veren bir kapalılıkla bitirme cüretini gösteriyorlar. Şapka!" Yani?.. Yani Atilla üstat, filmin bir finali olmadığını, filmi anlayabilmek için bir kez daha izlemesi gerektiğini söylüyor. Ama bu "cürete" şapka çıkartmadan da edemiyor. Atilla Ağabey "Filmi çok sevenler olabileceği gibi nefret edenler de olabilir" deyip. filme dört yıldız vermiş. Ben maalesef ikinci grupta yer alıyorum. Gördüğüm yegane yıldızlar ise Coen Kardeşler'in final şaplağından sonra kafamın etrafında uçuşanlar... Yahu filmin finalini seyirci olarak ben yazacaksam, birbirinden alakasız sahneler arasındaki kopuklukları ben tamamlayacaksam, bilet fiyatımın yarısını geri isteyebilir miyim bir zahmet? Yok, yok, artık tamamen kabul ediyorum. Ben bu sinema "sanatından" zerre anlamıyorum!..
Bugünkü Tüm Yazıları
Coen Kardeşler darılmasın ama...
Yayın tarihi: 12 Mart 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/12/gny/aytug.html
Tüm hakları saklıdır.