'Kırışıklıkları yok eden krem yok'

- Kozmetik dünyasının en önemli isimlerinden birisiniz. Bu sektöre girmeye nasıl karar verdiniz?
- Bir kış, okuldan eve geldiğimde anneme okulu bırakmak istediğimi söyledim. Annem, kesinlikle bırakamayacağımı ve üniversiteyi bitirmem gerektiğini söyledi. Okulu bırakıp ne yapacağımı sorduğunda ise bir fikrim olmadığını söyledim. O da bana çok basit ama çok işime yarayan bir yol gösterdi: "Hayatında ne yapmak istediğini bir kenara koy, bugün doğum günün olduğunu ve istediğin her şeyi yapabileceğini düşün," dedi. Onun üzerine Chicago'daki büyük mağaza zincirlerinden Marshall Fields'e gitmek ve makyaj malzemeleriyle oynamak istediğimi söyledim. O da "O zaman, neden kozmetik okumuyorsun?" diye sordu. Liseyi bitirdikten sonra New York'a taşındım. Bildiğiniz klasik sarı sayfa ilanlarından model ajanslarını arayarak "Ajansınızda beni dener misiniz, makyaj yapabilir miyim?" diye sordum. Tam bir sünger gibiydim, öğreniyor, deniyor, modayla ilgili her makaleyi, yazıyı, kitabı okuyordum. Ve bu deneme sürecinden tam yedi ay sonra, Vogue dergisi reklam çekimi için beni arayıp, denemek istediğini söyledi.

- İsminizi markanıza taşıdığınız bir şirketiniz var. Sürekli yeni ürünler çıkarıyorsunuz. Moda şovlarında sizin daha da kreatif yönünüzü görüyoruz. Aynı zamanda kitap yazıyorsunuz ve annesiniz... Bütün bunlara yetişmek zor olmuyor mu?
- Aslında şimdi söylediğinizde korkutucu gibi gelse de, kuralım çok basit. Özel hayatımla işimi tamamen ayrı tutuyorum. Kesinlikle önceliklerimi biliyorum. Zamanım Soho'daki ofis ve New Jersey'deki stüdyom arasında geçiyor. Cumaları ise evimden çalışıyorum. Böylece ev ve iş arasında denge sağladığımı düşünüyorum. Yolda gidip gelirken de teknoloji sağolsun, bütün komünikasyonumu, yazışmalarımı yapıyorum.

- Markanızın özelliği nedir?
- Benim makyaj ürünlerim ciltte yokmuş hissi veriyor. Ürünler hafif dokusuyla dikkat çekiyor. Çalışan, yoğun kadınların hayatını kolaylaştıran pratik çözümler sunuyor. Amaç çok basit; kendin gibi görün!