Hepimiz hâlâ Kemal Sunal'ız!

- Diziler hangi standartlara göre çekiliyor?
- 'Televizyonda dünya standartlarında iş yapmak istiyoruz,' derken, bu standartlardan bihaber olan seyirciyi kendi standardımız olarak kullanıyoruz! Total dediğimiz izleyici kitlesi bu standarttan bihaber. Eğitim seviyesi düşük. Ağırlıklı kullandığımız kitle bu kitle. O zaman nasıl bu standartları kullanacağız? Hollywood'da senaristler, yazdıkları dizilerin DVD satışlarından aldıkları payın çok düşük olduğunu söyleyip ayaklandı. Türk dizilerinin DVD'lerinde de durum aynı. Bu Hollywood grevine destek meselesini herkes gazetelerde yazdı, bu konu çok konuşuldu. Bizde de pek çok sorun var. Bırakın DVD'yi, biz diziden bir kereliğine para alıyoruz. Ondan sonra hiçbir şeyinden hak elde edemiyoruz.

- Telif sorunu çözülemiyor yani.
- Hâlâ Kemal Sunal filmleri hikâyesi devam ediyor. Ben telif ücretimi alıyorum, ondan sonra o film artık kanalın oluyor. Sonra o kanal isterse diziyi her gün yayınlasın, bana ödeme yapılmıyor. Hiçbir hakkım yok. Böyle saçma bir şey olabilir mi? Ama durum böyle. Biz niye bunu engelleyemiyoruz? Çünkü sendikamız yok. Dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz işte. Hollywood'daki yazarlar her şeyi protesto edebiliyor, isterlerse çekime gitmiyor, senaryo yazmıyorlar. Ama bir yandan da sendikadan para alıyorlar. Çünkü o adam yıllarca sendikaya para ödemiş. Maaşını almaya devam ediyor. Haftada 1000 dolar kazanıyorsa, kademeli olarak birinci ay yüzde 25'ini, ikinci ay yüzde 30'unu diye o parayı almaya devam ediyor. Bizde böyle bir şey yok. 'Sektör durdu,' dediğin an kimse para kazanamıyor. Kim yemek yiyecek akşam? Elektrik parasını kim ödeyecek? Aç mı gezeceğiz?