kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 24 Şubat 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Bir 'kara dul' hikâyesi

MÜJGÂN HALİS
Bir yıl önce Bayrampaşa'da, sevgilisinin kocası tarafından öldürülen Ayhan Özbahadır, âşık olduğu kadının şeytani planının kurbanı mı oldu? Gülcan Yaman kocasını hapse, sevgilisini mezara gönderdikten sonra Esenler'de lüks bir kafe açtı..
Önce iki el silah sesi duyuldu Bayrampaşa'nın en işlek caddesi olan Numunebağ'daki 94 No'lu binadan. Sonra iri yarı bir erkek düştü caddeye. Hava henüz kararmıştı. Sırt üstü düştüğü yerden, usul usul kan sızmaya başladı. Göğsünde az önceki tartışmanın izi bir delik vardı, kurşun sırtından girip göğsünü delmişti. Düşerken tutunduğu perde, üstüne bir örtü gibi sarınmıştı. Binanın ikinci katından aşağı doğru bakan kadın ve diğer adam, apar topar çıktılar göz yaşartıcı spreyin sindiği evden. Spreyi kendisini kurşunlardan korumak için genç adam sıkmıştı. Aceleden, rüzgârın savurduğu tül perdeyi sıkıştığı aralıktan içeri almadan kapattılar camı. 34 TCV 40 plakalı taksiye atlamadan önce kadın bir tekme savurdu artık ceset olan yerdeki erkeğe ve ağzından "Senden bütün intikamlarımı aldım," cümlesi döküldü. Bu cümleyi kuran kadın çok değil, iki yıl önce yerde kanlar içinde yatan adama belli ki yaşı kendisinden küçük olduğu için 'küçüğüm' anlamına gelen 'palem' diye sesleniyor ve yazdığı yüzlerce mektuptan birinde, "Senin için yaşıyorum, her şey senin için," diyordu. Mektubun gittiği yer Giresun Cezaevi'ydi, genç adam kadının daha önceki sevgilisi kasap Adem'i bıçaklamış ve 18 ay hüküm giymişti. Kadının yazdığı sayfalarca mektupla avunduğu aylardan sonra, çıkar çıkmaz onun yanında almıştı soluğu.

LÜKS HAYATA KANDI
'Aşk yuvası' olarak tuttukları evde, sevgilisi Gülcan Yaman'ın kocası Özay'ın kurşunlarına hedef olan adamın adı Ayhan Özbahadır'dı. Fuhuş yaparak para kazandığı iddia edilen Gülcan'la Ayhan'ın iki yıllık ilişkisi neredeyse bütün Bayrampaşa'nın dilindeydi, üstelik iki tarafın eşleri de bu ilişkiden haberdardı. Kocanın sessiz kalarak onayladığı ilişkiye tek karşı çıkan ise Ayhan'ın karısı Neslihan'dı. İddialara göre Gülcan Yaman kendi tuttuğu evlerde erkeklerle birlikte oluyor ve aylık kazancı 15-20 milyarın altına düşmüyordu. Ayhan'la da bu vesileyle tanışmıştı. Ancak ikili arasındaki ilişki tek geceyle sınırlı kalmamıştı. 19 yaşında, mahalleden tanıdığı 16 yaşındaki Neslihan'ı kaçırarak evlenen Ayhan, Gülcan'la tanıştığında sekiz yıllık evliydi, üstelik yedi yaşında Selenay adında bir kızı vardı. Almanya'da doğup büyüyen Gülcan da akrabası Özay Yaman'la 12 yıl önce evlenmiş ve bu evlilikten Onur adında bir oğlu olmuştu. Hayatı boyunca bir baltaya sap olamayan, canı isteyince çalışan Ayhan Özbahadır, tekstil işçisi karısının eve getirdiği üç-beş kuruşla yetiniyor bazen de adı ufak tefek hırsızlık olaylarına karışıyordu. Gülcan'la tanıştıktan sonra kadının bol paralı, lüks arabalı, bir giydiğini bir daha giymediği hayatı onu cezbetmişti. Kadın gün içinde müşteri kabul ediyor, akşam saatlerinde ise kazandığı paraları Ayhan'la yiyordu. 'Vur patlasın çal oynasın' bir hayat yaşadılar aylarca. Aralarındaki ilişkiye giderek tutku da egemen olmaya başlamıştı. Öyle ki Gülcan, uğruna hapse düşen sevgilisine gönderdiği mektuplardan birinde şunları söylüyordu: "Sana asla 'karını bırak,' demem. Yuva yıkamam. Yıksaydım Adem'in yuvasını yıkardım. Herkesin düzeni yerinde kalsın. Tek isteğim canım gezmek mi istiyor seni arayayım, canım sevişmek mi istiyor sadece sen ol." Ama gerçek böyle değildi. Ayhan'ın bir yıllık cezaevi hayatında onu karısından daha sık ziyaret eden Gülcan'ın Beşyüzevler'de iş makineleri sahibi olan bir sevgilisi daha vardı. O erkekle Bartın'daki köylerine kadar gitmiş ve ailesine bu adamı kocasının arkadaşı olarak tanıtmıştı. Hatta resmi işlerinde kolaylık sağlasın diye bu kişinin yanında sigortalı olarak çalışıyor görünüyordu. Yıllar sonraki mahkemede bu kayıt, onun işini çok kolaylaştıracaktı. Ve anlatıldığına göre hayatındaki erkeklerin sayısı bununla da sınırlı değildi.

ARABA BİLE ALDI
Ancak Ayhan cezaevinden çıktıktan sonra her şeyiyle ona yoğunlaştı, 'pale'sinden bir çocuk doğurmak istiyordu, o yüzden verdiği sözü tutmadı. Önce her vesileyle Ayhan Özbahadır'ın karısını taciz etmeye başladı. Telefonla, yoluna çıkarak, evine giderek, gece yarıları evin ziline basarak yaptığı tacizler yetmeyince Ayhan'ı da ikna ederek karısı işe gider gitmez soluğu Özbahadır ailesinin evinde almaya başladı. Evde sevgilisiyle yiyor, içiyor, yatıyor, duş alıyor, karısı gelmeden de evden ayrılıyordu. Tek isteği karısından ayrılması ve kendisiyle evlenmesiydi. Bu arada kazandığı paralarla sevdiği adama araba alıyor ve cep telefonu mağazası açıyordu. Neslihan Özbahadır bir yandan kocasına boşanmayı önerirken, diğer yandan da onu böyle bir kadına kaptırmak istemiyordu. Şaşılacak bir durum olsa da kendisine bunları yapan adamı hâlâ deli gibi seviyordu.
Mücadele etmeye karar verdi. Kocasıyla defalarca konuştu ama adam hazır paraya alışmıştı. Bu uğurda onlarca kez dayak yedi, iki kez intihara kalkıştı. Hatta bir kez Gülcan Yaman'ı karşısına alıp konuştu, bir kez de sokak ortasında dövdü. Kocasının Gülcan'a "Karıma dokunmuyorum, ayrı odalarda yatıyoruz," dediğini de öğrenmişti. Halbuki bu kocaman bir yalandı, kendisini boşamak istemeyen oydu. Ayhan sanki bütün bunları yapan o değilmiş gibi, "Beni bırakma, ben bu kadının sadece parasını yiyorum, bırakırsan onların ekmeğine yağ sürersin," diyordu. Bu arada Gülcan ve Ayhan ilişkisinde de her şey yolunda gitmiyordu. Belli ki kadın hayatını değiştireceğini umduğu adama para yedirmekten sıkılmıştı. Ayhan ne karısından boşanıyor, ne de kendisini bu hayattan çekip çıkaracağa benziyordu. Üstelik dayak da yemeye başlamıştı. Karısının hamile kalması bardağı taşıran son damla oldu. İddialara göre Ayhan için her şeyin sonu, kendisi için ise her şeyin başlangıcı olan planı o zaman oluşturmaya başladı. Sürekli 'sünepe, pısırık' olmakla eleştirdiği ve akraba olduğu için zorla evlendirildiği kocasına her fırsatta Ayhan'ı şikâyet ediyordu. Aksaray'da tanıdıkları Diyarbakırlı Hasan'dan Baretta marka silahı da o zaman edindiler. Tanıklar Özay Yaman'ın bu kadar pahalı bir silahı alacak parasının olmadığını anlattılar daha sonra. Zaten tanıyanların karıncayı dahi incitemez dediği Özay'ın da karısının birlikte olduğu şahıslar arasında istemediği tek kişi Ayhan'dı, belki de karısının kazandığı parayı paylaşmak ağırına gidiyordu.

HASTALIKLI BİR İLİŞKİ
Ancak Gülcan ile Ayhan'ın arasındaki öyle tuhaf, öyle hastalıklı bir ilişkiydi ki, şiddet, fuhuş, başka erkekler, başka kadınlara rağmen 2006'nın kasım ayında birlikte yaşamak için bir ev tutmaya karar verdiler. Belki de Ayhan, en sonunda kadının isteklerine "Hayır," diyememiş, karısıyla yaşadığı huzursuzluğa daha fazla katlanamamış ve tercihini Gülcan'dan yana kullanmıştı. Muhasebe bürosu görünümünde 750 milyona kiraladıkları evin kontratındaki imza, Ayhan Özbahadır'a aitti. Girişte büro mobilyalarının olduğu üç odalı dairenin arka tarafında ise bir yatak odası vardı. Kadın gündüz orada malum işlerini yapacak, akşamsa o evi Ayhan'la paylaşacaktı. Belki de Ayhan'a mektuplarda bahsettiği kendi işinin patronu olmak için gereken parayı kazanmak için son bir çabaydı bu. 9 Aralık'tan birkaç hafta önce Ayhan'ın karısı Neslihan'ın telefonuna gizli bir numaradan çağrı geldi. Telefondaki kişi, "Sen çalışıyorsun ama kocanın evinde kiminle olduğunu, neler yaptığını biliyor musun?" diyordu. Öfkeyle makinesini kapatıp evine gitti. Anahtarı çevirdiğinde karşılaştığı manzara 'pes' dedirtecek cinstendi. Gülcan'la kocası kendi evinin salonuna çilingir sofrası kurmuşlardı. Sehpada viskiler, yemekler ve çikolatalar vardı. Gülcan bağımlısı olduğu esrar ve extasyden uçmuş gibiydi. Neslihan Özbahadır ayağından çıkardığı delik ayakkabısını kocasının gözüne sokarcasına gösterirken, bir yandan da çığlık çığlığa bağırmaya başladı: "Ben hamile halimle bu ayakkabılarla çalışırken, bu kadını evime getirmeye utanmıyor musun?" Adam bundan utanmak yerine önce hamile karısına meydan dayağı çekti sonra da sevgilisini karısıyla bırakarak evden çıktı, gitti. Gülcan Yaman da bir süre sonra çantasını arkasından sürüyerek, evi terk etti.

SON KEZ ÇAĞIRDI
Bu olaydan sonra Ayhan'la Gülcan'ın ayrıldığı söyleniyor. Fakat "Alışmış kudurmuştan beterdir" lafı herhalde bu insanlar için söylenmiş olmalı ki, 15 gün sonra Ayhan, Gülcan'ı aradı. Görüşmek istiyordu. Gülcan, kocasıyla yaşadığı evdeydi. Telefonu alarak yan odaya geçti ve kocasına "Kız kardeşim çağırıyor," dedi, 10 dakika sonra da evden çıktı. Ayhan'la birlikte kiraladıkları evde buluştular. Gülcan, Ayhan'ın kendisini dövmesinden çekindiği için yabancı uyruklu arkadaşı Deniz'i de çağırmıştı. Tahmininde yanılmadı. Ayhan para istiyordu, kadın da "Yok," diyordu. Bir ara kendisini tartaklayan adamın elinden kurtulup, binanın dış kapısına kaçtı ve kapıyı açık bıraktı. Adam arkasından gelip onu içeri soktu, bir kez daha elinden kurtulup bu kez tuvalete kaçtı ve oradan kocasına mesaj çekti: "Gel beni Ayhan'dan kurtar." Özay geldiğinde iki erkek önce dışarıda tartıştılar. Caddede o kadar yüksek sesle konuşuyorlardı ki, mahalleli camlara çıkıp bir süre ikiliyi seyretti. Bu arada Gülcan da onları camdan izliyordu. Tartışma daha sonra içeride devam etti. Ayhan içeride önüne geleni kırıp döküyordu. Tanıkların anlatımına göre 10 dakika sonra iki el silah sesi duyuldu, ardından bir cam kırılması ve düşme sesi. Ayhan Özbahadır çapkınlık niyetiyle başladığı bir ilişkinin kurbanı olmuştu. Özay ve Gülcan Yaman, bir taksiye atlayıp Küçükköy'deki dubleks evlerine gidip kanlı giysilerini değiştirdiler önce. Sonra da Gülcan'ın Beşyüzevler'deki sevgilisini aradılar, gece yarısına kadar onun işyerinde kaldılar. Oğulları Onur'u da kadının sevgililerinden Fikret Aksoy'a teslim ettiler. O gece Ergenekon çetesinin avukatı da olan avukatları Ayhan Sağıroğlu'yla buluştular. Zaten davanın başından sonuna kadar Özay Yaman'ın savunmasını da bu avukat üstlendi. Cinayetin üzerinden bir yılı aşkın zaman geçti. Geçtiğimiz hafta yapılan son duruşmada Özay Yaman, 16 yıl hapse mahkûm oldu. Kocasını her şeye rağmen sevdiğini söyleyen ve rüyasında kendisine "Örtün," dediği için başını örten Neslihan Özbahadır ise iki kızıyla sığındığı baba evinde açlığa karşı mücadele ediyor. Gülcan Yaman aleyhindeki bütün kanıtlara ve tanıklara rağmen, azmettirici olarak görülmedi. Hayatındaki iki beladan birden kurtulmuştu. Bu arada evinde kendi borçları nedeniyle bir cinayet daha işlendi. Ama ona yine bir şey olmadı. Sevgililerinden sızdırdığı paralar ve banka kredilerileriyle hayalindeki işi açtı. Esenler'de bir lisenin hemen yanındaki lüks kafenin açılışına, belediye yöneticileri bile katıldı. Söylentilere göre yanı sıra 'eski işi'ne devam ediyor ve hayatındaki erkek trafiğine yeni isimler ekliyor.