Kadın iyi hissederse senden vazgeçmez

Moda dünyasında 20. yılını yaşayan ve üç yıl önce hazır giyim üretimine geçen Cengiz Abazoğlu, artık haute couture tasarımlar dışında ev hanımlarını da giydireceğini söylüyor. Yakında Paris'te bir defile düzenleyecek olan Abazoğlu, Türk kadının çok güzel kombinler yaparak giyindiğini, dünyada ise en çok Madonna'yı giydirmeyi hedeflediğini belirtti.

* Bazı modacılar haute couture ile hazır giyimin birarada olamayacağını söylüyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Bir süre sonra giysilerinizin geniş kitleler tarafından ulaşılmasını hedefliyorsunuz. Haute couture'de bu mümkün değil. Bu sene haute couture'de 20. yılım. Hazır giyimde de üçüncü yılım. Yani ikisi bir arada oluyor.

FARKLI OLAN HER ZAMAN YOL ALIR

* Türkiye'de son yıllarda piyasalarda yaşanılan belirsizlikten dolayı bir gerileme söz konusu. Siz nasıl etkileniyorsunuz?
Her sektör için geçerli bu gerileme. Fakat farklılığı yaratan her zaman yol alıyor. Bu biraz da kurumsal olmanıza ve becerinize bağlı. Markanızın güvenilirliği çok önemli. Özellikle kadınlara hizmet eden bir sektördeyim. Kadınları asla kandıramazsınız. Onların algı ve sezgileri öyle kuvvetli ki; siz ona sunduğunuz elbiselerde onu hit kadın konumuna çıkartıyorsanız, ona o gece kendini iyi hissettiriyorsanız, o zaman vazgeçilmezler arasında yer alıyorsunuz.

* Yurtdışı için planlarınız var mı?
Hedefim dünyada bilinirliğimi artırmak. Ben bunun hazır giyimden başladığını keşfettim. Yurtdışındaki satış ağımızı genişletip, daha farklı platformlara taşıyacağız. İstanbul, İzmir ve Ankara Home Store'larla işbirliği yaptık. Çeşitli mağazalar ile de görüşüyoruz.

* Kadınlar CA markasının fiyatlarını görünce korkacak mı?
Benim bir gömleğim 250-300 YTL arası ama daha özel tasarımlı gömlekler bin YTL'ye kadar çıkabiliyor. Gece elbisesi de malzemesine göre bin 200 YTL'den başlayıp, 4 bin 500 YTL'ye kadar değişebiliyor. Herkes kendi zevkine, bütçesine göre satın alabilir.

MARKALAŞAMADIK

* Türkiye markalaşmayı geç mi algıladı sizce?
Türk modasının Fransızlar veya İtalyanlar gibi markalaşamamasının tek sebebi markanın geç fark edilmesi. Patronlar kısa dönemde kâr etmeyi düşündüler fakat uzun vadede iş gücü fazla, düşük maliyetlerle çalışan ülkelere kaptırıyoruz işi. Markanın önemi keşfedildiğinde her şey için çok geç kalındı.

* Son yıllarda halk tabiriyle 'Çakma' denilen taklitler ortaya çıktı. Ünlüler de ürünlerin taklidini kullanıyor. Siz çakma giysilerden rahatsız mısınız?
Dünyada taklidi yapılan en büyük marka Louis Vuitton. Şöyle söyleyeyim, geçen sene Mikanos'ta herkesin dolaştığı bir caddede o markanın tüm ürünleri yerde satılıyordu ve buna göz yumuluyordu. Çünkü ürün ne kadar çok kullanılırsa gerçeğinin reklamı olur. Derler ya, taklitler asıllarını yaşatıyor, doğru. Ama alıcı için bu tamamen mastürbasyon! Çakma ürün kullanmak mastürbasyon yapmaktır. Kadın cebi kuvvetliyse mağazaya giriyor, sezonda beğendiğini satın alıyor. Diğeri de 'buna bu kadar para verilmez' deyip, gidiyor çakıyor sahtesini. İnsanın psikolojisiyle alakalı. Kimi insan parası olsa da gider Beyoğlu'ndaki pasajdan giyinir, tarzı olur. Benim için en değerlisi o. Tarz ve moda insanın kişiliğine yakışmalıdır. Kadına 9-10 bin dolarlık çanta takmış ama bağdaşmıyor. Zaten anlayan anlıyor.

* Sizce Türk kadını nasıl giyiniyor?
Beyoğlu podyum benim için. Gençlerin yaptığı kombinlere bayılıyorum. Türk kadını bence çok hoş kombinler yapıyor. Arada kötüler yok mu, tabii ki var ama Hollywod'da da gözü tırmalayanlar var...