kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 18 Şubat 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Yıllarca çakallarla uğraştım, ekranda rehabilite oluyorum

BUGE CANKAT - GÜNAYDIN
SABAH yazarı, eski hakem Ahmet Çakar televizyonda yarışma sunmaktan çok mutlu: Hakemlik, Vietnam'da savaşmak gibidir. Sunuculuk ise savaştan döndükten sonra bir huzurevinde olmak gibi! Yıllardır çakallarla uğraştım, ekranda huzur buluyor, rehabilite oluyorum..
Yarışma programı 'Şansa Bak' ile spor dünyasından sunuculuğa transfer olan Ahmet Çakar, renkli kişiliği ve iğneli üslubuyla son günlerin en çok konuşulan isimlerinden biri. Ekranda rehabilite olduğunu ve huzur bulduğunu söyleyen Çakar, "Ben her yerde şovumu yaparım. Bir kenar mahallede işkembe salonu açsam da farklı olurdum" dedi ve ekledi: "Yarışmacılara hiçbir zaman haksızlık etmem, kalbini kırmam. Kırmışsam bile olayın arkasına bakıldığında mutlaka ben haklıyımdır."

* Spor dünyasından sonra ekranda bir bilgi yarışması sunmaya nasıl karar verdiniz?
Bir gün Rüyhan (Duralı) kardeşimden telefon aldım. "Bir yarışma programı formatım var. Sunucusu sen olur musun? Tam sana göre!" dedi. "Oğlum, ben yıllarımı spora vermişim sahalarda. Sonra spor yorumculuğu, spor yazarlığı yaptım; nereden çıktı bu?" derken, kendimizi bu denizin içinde bulduk. Reytinglerimiz çok iyi gidiyor. Haftada bir-iki gün derken dört güne çıkardık.

* Hoşunuza gitti mi peki?
Kesinlikle! Rehabilitasyon gibi görüyorum ben burayı. Yıllarca Vietnam'da savaşmış bir adamın ülkesine dönüp, huzurevinde veya bir çocuk yurdunda dürüst ve sevimli insanlarla teşrik-i mesaide bulunması gibi hissediyorum. Yıllarca çakalla çukalla uğraştım, hala da uğraşıyorum. Bu yarışmada huzur buluyorum. Spor alemine geçtiğim zaman yine bir kastırma oluyor.

YANLIŞ MESAJ VERDİRMEM

* Sıkıcı olmayan bir bilgi yarışması olmaz derdik ama 'Şansa Bak' bu önyargıyı kırdı gibi?
Bizimki tam bir bilgi yarışması değil. Bilgi yarışması zemini içinde, hayatın ta kendisi! Drama, sevgi, zaman zaman gerginlik, pazarlık vardır ama hiçbir zaman ahlaksızlık yoktur. Programımda topluma ne yanlış bir mesaj veririm, ne de başkasının vermesine izin veririm.

* Bir 'Ahmet Çakar Show' durumu da var...
Ben her yerde şov yaparım kardeşim! Ben bugün bir kenar mahallede işkembeci salonu da açsam, diğer işkembecilerden farklı olmalıyım. Yapım bu. Tavrımı, yorumumu bazen sert, bazen de sevgi dolu ortaya koymalıyım. Ama insanlara haksızlık etmem, kalbini kırmam. Kırmışsam bile olayın arkasına bakın, mutlaka ben haklıyımdır.

* Spor basının en sivri dilli kalemlerinden birisiniz. Aynı sivriliği yarışmacılara karşı da gösteriyorsunuz. Bu bir oyun mu?
Sporda sivri dilliyim ama yarışmada değilim. Ben uçlarda yaşayan biriyim. Bir emekli öğretmen gelmişse; sivri olmam, elini öperim. Yaşlı bir insana evladı gibi de davranırım, genç bir kızı babası gibi de kucaklarım.

* Zaman zaman yarışmacılara küstah davrandığınızı düşünmüyor musunuz?
İtle it olurum, adamla adam! Namuslu şerefli insanın da kölesi olurum. Küstahlık gerekiyorsa, küstahlığın en kralını yaparım. Karşımda madrabaz varsa, ondan daha fazla madrabaz olurum...

YARIŞMADA SİVRİ DEĞİLİM

* En çok nelere tepki gösteriyorsunuz?
Bulunduğun sosyo-kültürel seviyeyle, verdiğin cevaplar arasında uçurum varsa ısırırım. Değer yargıların beni ve toplumu çok fazla sarsıyorsa, hafif ısırırım. Yarışmacıları yalan söylüyor imajı yaparlarsa, ısırmakla kalmam yarışmadan atarım.

* Ekran hakimiyetiniz pek çok sunucuya taş çıkartıyor. Talk-show yapmak ister misiniz?
Şu an yaptığım işten son derece memnunum. Kolay iş yapmıyoruz, çok yoğunum. Geçenlerde bir arkadaşımın cenazesine bile gidemedim. Bir de spor hayatım var. Pazartesi akşamları spor programım var, hafta sonları maçlarım var, SABAH'ta yazıyorum. Şu anda ben bir başka işe giremem.

* Bu yarışma diyelim ki bitti... Sizi bu tarz projelerde yine görecek miyiz?
Bilmiyorum! Bakın TV öyle bir yer ki, bir gün ağzınızdan öyle bir laf çıkar yokolursunuz... Örneğin; Güner Ümit! 15 yıl önce Türkiye'nin zirvesindeki adamdı. Nerede 15 yıldır? Çok da severim kendisini, çok talihsiz bir olaydır. Onun için ben günü en iyi, en başarılı şekilde yaşamak istiyorum.

HAKEMLİK SAVAŞMAK GİBİDİR...

* Programla ilgili nasıl tepkiler alıyorsunuz? Gençler sizi 'yeni komedi ilahı' olarak görüyor...
Ben kendimi hiç öyle komedyen filan görmüyorum. Gülüyorlarsa güzel, gülmeye devam. Allah ağlatmasın! Eğer biz gençleri şu veya bu şekilde pozitif yönde etkiliyorsak; güldürmek sevindirmek, bu ancak bize mutluluk verir.

* Hakemlik mi, sunuculuk mu?
İkisi de çok keyifli ama hakemlik başka bir şey. Hakemlik, Vietnam'da savaşmak gibi! Puslu ormanlarda, bubi tuzaklarıyla döşenmiş topraklarda ağaçların kovukların çıkan Çinli askerlerle savaşmak gibidir. Sunuculuk ise ülkene geri dönüp, huzurevinde bakıma muhtaç yaşlılarla huzur bulmak gibidir. Arada bu kadar fark var!