Hayatım boyunca içimde kalan rolü oynuyorum

Haldun Dormen sekiz sene aradan sonra oyuncu olarak tiyatro sahnesinde! Ben de dahil bütün tiyatroseverlerin kalbinde havai fişek etkisi yaratan bu haberi okuduktan sonra, karşılaştığım her yerde yüzümün gül bahçesine dönmesini sağlayan bu büyük ustayla konuşmak için soluğu, yeni oyunu 'Kibarlık Budalası'nın provalarında aldım. Galası 27 Şubat'ta Lütfü Kırdar'da yapılacak Tiyatro Kedi yapımı oyun, komikliğiyle ruhların, Şef Oğuzhan Balcı yönetimindeki 15 kişilik İstanbul Metropolitan Oda Orkestrası'nın katılımıyla ise kulakların pasını silecek gibi görünüyor. Dormen oyunu, bir 'Moliere şov' olarak nitelendiriyor...

* Sekiz sene sonra oyuncu olarak tiyatro sahnesine dönüyorsunuz. Heyecanlı mısınız?
Ben zaten sürekli sahneyle iç içeyim. Geçtiğimiz yıl beşi müzikal sekiz oyun sahneye koyarak bir dünya rekoru kırdım ama oyunculuğa geri döndüğüm için çok mutluyum. Yönetmenimiz Hakan Altıner ve eşi İpek Kadılar Altıner bana bu rolü teklif edene kadar pek farkında değildim ama meğer 'Mösyö Jourdain' benim hep oynamak istediğim karaktermiş. Eskiden gazeteciler bana, 'İçinizde kalan bir rol var mı?' diye sorarlardı, ben de 'yok' derdim. Meğer bu, hep içimde kalan rolmüş.

SAY BENİ, SAYAYIM SENİ

* Nedir 'Mösyö Jourdain' karakterini sizin için bu kadar özel kılan?
Bir kere Moliere'i çok severim. Bir de karakter de çok hoş, günümüze çok uygun. 'Mösyö Jourdain', yeni zengin olmuş, her şeyi öğrenmek isteyen biri. Öğrenmek isterken gülünç duruma düşüyor. Sempatik bir karakter. Sınıf atlamak için kızını bir asilzade ile evlendirmek istiyor.

* Günümüzde de sınıf atlamak için zengin koca avına çıkan ya da şöhretin peşine düşen böyle insanlar var...
Evet, bu dünyanın her yerinde var. Mesela İngiltere'de bir sürü insan kendine parayla lortluk ya da kontluk satın alıyor. Bu adamlar hep varmış. Moliere'in büyüklüğü buradan geliyor.

* İnsanlar ne zaman sizin hakkınızda bir yorumda bulunsa, en sık kullandıkları kelime 'kibar' oluyor. Nasıl bir duygu bu kadar kibarlık budalasının arasında gerçek kibar olmak?
Çok memnun oldum bunları duyduğuma. Bu herhalde benim insanlara duyduğum sevgi ve saygıdan kaynaklanıyor. Ben, 'say beni sayayım seni' sözüne çok inanırım. O yüzden herkese saygı gösteririm ve karşılığında da saygı isterim.

* Cemal Süreya, "O, en tiyatro adamı! Tiyatroyu saydırdı, sevdirirken saydırdı" demiş...
Cemal Süreya ile hiç tanışmadım. Bu yazıyı yazdıktan sonra tanışmak istedim fakat kendisi öldü. O yazı benim için çok değerlidir.

LÜTFÜ KIRDAR ÜRKÜTÜYOR

* Provalarda başınızdan geçen komik bir anı var mı?
Çok anı var ama benim için en büyük şok Lütfü Kırdar'da oynayacağımızı öğrenmek oldu. Bu, küçük bir tiyatro oyunu. 400-500 kişilik tiyatrolarda oynanmalı. Lütfi Kırdar'da oynamaktan korkuyorum açıkçası.

* Siz de korkuyorsanız kimse tiyatro yapmasın bu ülkede...
Ya salonu dolduramazsak, hareketlerimiz gözükmezse, sesimiz duyulmazsa diye korkuyoruz. Bu, bir tiyatro oyunu. Bir müzikal ya da prodüksiyon değil. Ama Hakan ve İpek değişik bir şey düşünmüşler. Orkestra var, bir çeşit Moliere şov çıkıyor ortaya. Herhalde benim bu oyunla ilgili hatırlayacağım en önemli şey bu duyduğum korku olacak.

* Fotoğraf çekilirken Hakan Bey diğer oyunculara, "Haldun Dormen'le birlikte oynamanın mutluluğuyla gülümseyin" dedi. Oyuncular da "O mutluluğu ifade edemeyiz" dediler...
(Gülümsüyor) Hepsine teşekkür ederim. Bu sevgi ve saygıyı asla para pulla satın alamazdım. Ama bunlar söylendiğinde utanıyorum yine de...

* Siz utanmayın bence...
Mizacım böyle, utangacım ben.

* Sekiz seneden sonra seyirciyle yeniden buluşacağınız anı düşündünüz mü?
Rahatım aslında. Yıllardır sahneye çıkıyorum. Tek korkum; inşallah lafları unutmam.

* Neden replikleri unutma gibi bir tedirginliğiniz var?
Bu aralar isimleri çok unutuyorum da ondan. (Gülüyor)