Eşine Sevgililer Günü hediyesi 'böbreği' oldu. İzmir'de böbrek hastası İlker Tozluklu'ya eşinden alınan böbrek nakledildi. Burcu Tozluklu: "Sevgililer Günü'nde eşime en büyük hediyeyi vermek istedim."
..
İzmir'de böbrek yetmezliği çeken hastaya, Sevgililer Günü'nde eşinden alınan böbrek nakledildi. Kent Hastanesi Organ Nakli Sorumlusu Doç. Dr. Serdar Kaçar böbrek hastası
İlker Tozluklu'ya (31), hastanelerinde yapılan operasyonla eşi
Burcu Tozluklu'dan (27) alınan böbreğin nakledildiğini söyledi.
* DÜNYA VE TÜRKİYE'DEN 14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ MANZARALARI - GALERİDoç. Dr. Kaçar, operasyonun başarılı geçtiğini belirterek, ''Burcu Tozluklu'nun sağlığına kavuşması için eşine böbreğini vermek büyük bir
fedakarlık. Bunun Sevgililer Günü'ne denk gelmesi ise ayrı bir güzellik taşıyor'' dedi.
Burcu Kozluklu ise Sevgililer Günü'nde eşine en büyük hediyeyi vermek istediğini ifade ederek, ''Eşimin böbreğimle uzun yıllar sağlıklı
yaşamasını temenni ediyorum. Kızımız 22 Şubatta 1 yaşına girecek. İnşallah doğum gününü sağlıklı bir aile olarak kutlayacağız'' diye
konuştu.
Böbrek nakli için Babaeski'den İzmir'e geldiklerini bildiren İlker Tozluklu da eşinin büyük bir fedakarlık örneği gösterdiğini belirterek, ''
Eşim Sevgililer Günü'nde bana adeta yeni bir yaşam armağan etti'' dedi.
İşte Sevgililer Günü'nde aşkın gücünü gösteren birbirinden ilginç diğer aşk hikayeleri...
DİYALİZDE BAŞLAYAN AŞK EVLİLİKLE NOKTALANDI
Tatil için gittikleri Muğla'da kaldıkları otelde diyalize bağlanırken tanışan böbrek hastası çiftin aşkları, evlilikle noktalandı.
Adapazarı'nda yaşayan böbrek hastası
Ahmet Güneş (30) ile Zonguldaklı böbrek hastası
Emine Özdemir (30), tatil için gittikleri Muğla'nın Datça ilçesinde tanıştı. Kaldıkları otelde diyalize bağlanan Ahmet Güneş ile Emine Güneş bir görüşte birbirlerine aşık oldu. Çiftin diyalizde başlayan aşkları 9 ay sonra evlilikle noktalandı. 2,5 yıldır evli olan Güneş çiftinin tek dileği böbrek nakli olabilmek. Haftanın 3 günü birlikte diyalize bağlanan çift, Sevgililer Günü'nde de diyalize birlikte bağlandı. Güneş çifti hastalıklarının getirdiği güçlüklere birlikte göğüs geriyor.
10 yıldır böbrek hastası olduğunu söyleyen Ahmet Güneş, bir vakıf aracılığıyla gittiği Datça'da kendisi gibi diyalize bağlanan eşiyle tanışmasının ardından hayatının değiştiğini belirtti. Tarif edilemez bir mutluluk yaşadıklarını anlatan Güneş, hastalıklarının kendilerine engel olmadığını vurguladı. Güneş, şöyle konuştu: "
Ben bir vakıf aracılığıyla Datça'ya tatile gittim. Eşim de arkadaşlarıyla Zonguldak'tan tatile gelmiş. Aynı otelde diyalize bağlanıyorduk. Kendisi diyalizde hemşirelere yardımcı oluyordu. Orada dikkatimi çekti. Sevdim ve tanıştık. Evlenmeye karar verdik. 9 ay sonra da evlendik. Düğünü Adapazarı'nda yaptık. Mutluyuz. Sevgi iyi bir duygu, tarfi edilemez. Evliliğimizden şikayetimiz yok. Ancak ikimiz de böbrek nakli bekliyoruz. İnşallah bize uygun böbrek bulunur. Hayatımız daha da güzelleşir."
7 yıldır böbrek hastası olduğunu ifade eden Emine Güneş, ilk başta hastalıklarının evliliklerine engel olabileceğini düşündüğünü ancak evlendikten sonra bu düşüncenin yanlış olduğunu gördüklerini dile getirdi. Eşi gibi kendisinin de evlilikten sonra yaşama bağlandığını kaydeden Güneş, "
İlk tanışmamızda ben de eşimi çok sevdim. Tanıştıktan sonra hayatım çok değişti. Evlilik teklifi aldığımda ben de biraz korku vardı. Hasta olduğumuz için evliliği sürdürebilir miyiz diye düşünüyordum. Ama düşündüğüm gibi olmadı. Şimdi çok mutluyum." diye konuştu.
ÜÇ AY ÖMÜR BİÇİLMİŞTİ
Aydın'ın Çine ilçesinde 10 yıl önce doktorların kalp yetmezliği teşhisi koyduğu ve tedavi sürecinde 3 ay ömür biçilen
Selma Kılışçı (27), aşık olduğu gençle evlenerek yaşama tutundu.
Selma Kılışçı, ilkokuldayken okula muayene için gelen doktorların kendisine kalp yetmezliği teşhisi koyarak, sekiz ay içinde ameliyat olması gerektiğini söylemelerine rağmen, maddi imkansızlık nedeniyle ameliyat olamadığını söyledi.
Hastalığının tedavisi için Ankara'da anjiyo olduğunu ve altı ayda bir kontrolden geçtiğini anlatan Kılışçı, yine de şifa bulamadığını ve
yaşamdan umudunu kesmeye başladığını belirtti.
Daha sonra kontrol için gittiği İzmir'de doktorların 3 ay ömrünün kaldığını söylemeleri üzerine yaşamanın kendisi için artık hayal olduğunu dile getiren Kılışçı, ''O dönemde moral bozukluğundan yataklara düştüm, yürüyemez ve dışarıya çıkamaz oldum. Kullandığım ilaçlar artık fayda etmemeye başladı'' dedi.
Hastalığıyla mücadele ettiği sırada eşi Veli Kılışçı ile tanıştığını ve hayatının akışının değiştiğini ifade eden Selma Kılışçı, şöyle devam
etti:''
Veli'nin beni ailemden istemeye geleceğini öğrendiğimde babamdan hastalığımı karşı tarafa söylemesini istedim. Çünkü hastalığım yüzünden belkide beni kabul etmeyeceklerdi. Babam hastalığımı eşimin ailesine bildirdi. Bunun üzerine eşim hastalığıma rağmen beni sevdiğini ve kabul edeceğini söyledi. Önceleri 'Acaba ben de bir gün gelinlik giyebilir miyim?' diye hayal ederken 14 Şubat 1999'da yani bir Sevgiler Günü'nde
eşimle dünya evine girdik.''
Eşinin kendisine her zaman destek olduğunu, eşinin sevgisi ve desteğiyle tekrar hayata bağlandığını ifade eden Kılışçı, ''
Bir kadın doktor bu
hastalığın en büyük ilacının sevgi ve moral olduğunu söylemişti. Biz de aynen öyle yaptık. Hayatımızda yeni bir sayfa açıp, içinde raporlar ve filmlerin olduğu dosya ile ilaçlarımın bulunduğu kutuyu yaktım. Artık ilacımın eşimle aramızdaki sevgi olduğunu düşünerek, yaşamaya başladım'' diye konuştu.
Üç ay süre biçilen ömrünü, eşinin sevgisiyle 10 yıldır sürdürdüğünü söyleyen Kılışçı, ''İnşallah bundan sonra da sağlıklı olarak yaşamaya
devam edeceğim. Aramızdaki aşk bizim durumumuzda olan çiftlere örnek olsun. Biz Sevgiler Günü'nde evlendik ve her günü Sevgiler Günü kabul
edip öyle yaşıyoruz'' dedi.Veli Kılışçı da eşinin evlilikleri boyunca kalp yetmezliğine dair hiçbir rahatsızlık yaşamadığını, hastalığı eşiyle aralarındaki sevgi bağıyla yenmeyi başardıklarını vurguladı.
ENGELLİ GENCİN İNTERNET AŞKIAydın'da, internet aracılığıyla birbirleriyle tanışan ve kaçarak evlenen engelli
Hüseyin Alkan ile Ankaralı
Züleyha Alkan, yaşadıkları birçok zorluğa rağmen, 7 yıldır mutlu bir evlilik sürdürüyor.Geçirdiği çocuk felci nedeniyle yürüme engelli olan Hüseyin Alkan, 2000 yılında internet ortamında tanıştığı lise son sınıf öğrencisi 17 yaşındaki Züleyha Yıldız'ın ailesinin, engelli olması ve kızlarının yaşının küçük olması nedeniyle evlenmelerine karşı çıktığını, bu nedenle Yıldız'ı kaçırarak, Aydın'a getirdiğini söyledi.
Eşinin ailesinin Aydın'a gelip, kızlarını alarak Ankara'ya götürdüğünü belirten Alkan, Yıldız'ın tekrar kaçarak Aydın'a geldiğini, yaşı küçük kızı kaçırmaktan yargılandığını, ancak 9 ay sonra ailesinin izniyle evlendiklerini anlattı.
Züleyha Alkan ise eşini Aydın'a kaçmadan önce hiç görmediğini, telefondaki konuşmalarının kendisini etkilediğini ifade etti.Ailesinin eşinin engelli olduğu için evlenmelerine karşı çıkmaları nedeniyle kaçtığını söyleyen Züleyha Alkan, ''
Önceleri böyle bir şeyi aklımdan bile geçirmiyordum. Kimsenin aklına gelmeyecek bir şey yaptım. Ama aşk bunu yaptırdı. Tek çektiğim zorluk ailemi görememem oldu. Beş yıla yakın ailemle görüşmedik. İki yıl önce ilk defa görüştüm. İkinci gittiğimde Hüseyin ile beraber gittim. Eşimi çok beğendiler'' dedi.
KIZIMIN ENGELLİ BİRİYLE EVLENMESİNİ İSTEMEMHüseyin Alkan, 2002 yılında dünyaya gelen kızları Gülten Ece'nin mutluluklarını pekiştirdiğini ifade ederek, şunları söyledi.''
Engelli biriyle yaşamak, evli olmak gerçekten zor. Ben her işimi kendim görebiliyorum, ancak sonuçta engellisiniz. Kızımın benim gibi engelli biriyle evlenmesini istemem. Çünkü psikolojik ve görsel açıdan zor, kendimden biliyorum.''
Evlendikten sonra aldığı engelli maaşı yetmeyince evini geçindirmek için çalıştığını ifade eden Hüseyin Alkan, anahtarcılık, bisiklet ve motor
tamirciliği yaptığını, 5 aydır ise Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde çalıştığını belirtti.
YARIM ASIRDIR EVLİLERSivas'ta yaşayan 78 yaşındaki Kore gazisi, 50 yıl önce kaçırarak evlendiği eşiyle yarım asırdır mutlu bir evlilik sürdürüyor. Bugüne kadar birbirlerini hiç kırmadıklarını belirten çift, 14 Şubat Sevgililer Günü'ne el ele girdi.
Mehmetpaşa Mahallesi'nde yaşayan Kore gazisi 78 yaşındaki Teyfik ve 64 yaşındaki Seher Tavşan çifti, 50 yıldır birlikte mutlu bir yaşam sürüyor.
Evliliklerinden 2 kız çocukları olan, ancak çocuklarının birini 3 aylıkken, diğerini ise 3 yaşındayken geçirdikleri rahatsızlık sonucu
kaybeden çift, yarım asırlık evliliklerine acı tatlı birçok anıyı sığdırdı.
Bugüne dek birbirlerini hiç üzmediklerini, hiç kırmadıklarını belirten çift, 14 Şubat Sevgiler Günü'ne el ele tutuşarak girdi.Kore Gazisi Teyfik Tavşan, Sevgililer Günü'ne hayat arkadaşı Seher ile girmenin mutluluğunu yaşadığını belirtti.
Teyfik Tavşan, evlilik hikayelerini şöyle anlattı:''
Seher ile ben Hafik ilçesine bağlı Çınarlı köyünde yaşıyorduk. Komşumuzun kızı Seher'i dünür göndererek, ailesinden istettim. Babası maddi durumum iyi değil diye vermek istemedi. Ben de Seher ile anlaşarak, onu kaçırdım. Seher ile bir akşam el ele tutuşup kaçtık. Kaçırdığım için beni nezarete attılar, Seher'i de babasına teslim ettiler. 1 hafta nezarette yattım. Aile büyüklerimiz anlaşınca Seher ile resmi nikah yaparak evlendik. Bugüne dek birlikte çok mutlu yaşadık.''
Genç çiftlere birbirlerini sevmeleri, birbirlerine saygı göstermeleri önerisinde bulunan Tavşan, evliliğin çok kutsal bir birliktelik olduğunu
söyledi.Kore'de sol ayağına mermi isabet etmesi sonucu gazi olduğunu belirten Tavşan, Kore yıllarını anlatırken duygulu anlar yaşadı.Seher Tavşan ise severek evlendiği Teyfik Tavşan ile mutlu bir birlikteliği olduğunu söyledi.Mutlu evliliğin sırrının sevgi, saygı, karşılıklı anlayıştan geçtiğini belirten Seher Tavşan, ''
Bugün evlenip de yarın ayrılan gençlerimize çok üzülüyorum'' dedi.