kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Şubat 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Durgunluk söylemi

KONUK YAZAR: NEŞECAN ÇEKİCİ
"Piyasa nasıl?" sektördekilerin şu aralar çok sık karşılaştığı soruların başında geliyor. Piyasadaki durgunluk konusu, ilgili aktörlerin ve yatırımcıların şu anda en çok odaklandığı konu. Piyasada gerçekten bir durgunluk söz konusu. Ama bunu sadece kriz veya kriz öncesi sessizlik olarak değerlendirmemek gerek. Fırsat olabilecek başlıklar da var. Geçen yıl yükselen gayrimenkul fiyatları, nispeten yüksek faiz oranları, siyasi olgular, ABD'deki konut kredileri krizi bu durgunluğa sebep gösteriliyor. Tabii ki her biri çok önemli etken. Ama bire bir olarak sebep-sonuç ilişkisi kurmak da çok doğru değil. Psikolojik nedenler de önemli ölçüde kendini hissettiriyor. Gayrimenkul piyasalarında 'beklenti' etkisi birçok yatırım kararında birinci etkendir. Getiri beklentileri piyasayı yönlendirir. Yatırımcıların alıma geçmeleri geleceğe yönelik beklenti hesaplarıyla oluşu. Ama son zamanlarda 'beklenti' değil, 'bekleme' modunda bir davranış biçimi söz konusu. "Bir bakalım", "biraz bekleyelim" gibi cümleler sarf ediliyor. "Neyi beklemek?" sorusunun cevabı ise genelde verilemiyor. 8-9 ay öncesine göre, içinde bulunduğumuz bugünlerin fazla bir farkı yok. Faiz oranlarında 2008 boyunca bir düşüş beklenmiyor. Zaten oranlar geçtiğimiz ayların da bir miktar altında. Gayrimenkul fiyatları ise geçtiğimiz ayların üstünde değil. Fiyatlarda bir düşüş ise maliyetlerden dolayı zaten mümkün değil. Hatta beklenen konu, kredi faiz oranlarında bariz bir düşüş ise, bu düşüş de gayrimenkul fiyatlarını yukarıya doğru çekecek. Sanki bu da gözden kaçırılıyor gibi. Birikimlerini dolar olarak tutan kişilerin ellerindeki doları nispeten düşük kurdan YTL'ye çevirip, YTL cinsinden fiyatı belirlenmiş gayrimenkulleri alamamaları bir derece anlaşılır. Onun dışında alımı/satımı direkt etkileyen bir sebep yok. Ekonomi sayfalarını takip ettiğimizde, alternatif yatırım araçlarının da çok çekici olmadığını görüyoruz. Bu tür dönemlerdeki yatırım kararlarında, bir tek 'seçici olmak' gereği ve gerçeği ortaya çıkıyor. Olumsuz ve hatta bilinçsiz bir toplum psikolojisi oluşturmak, hassas dengeleri alt üst edebilir. Fırsatları gözden kaçırmaya sebep olabilir. Her dönem kendi içinde fırsatlar barındırır. Önemli olan bunu yakalayabilme motivasyonuna sahip olmak ve bilinçli hareket etmek. Hatta daha da önemlisi enerjiyi ve konsantrasyonu kaybetmemek